
Kendinden Önce Başkasını Düşünmenin Fazileti
Dâvûd-i Tâî Hazretleri ve talebesi arasında geçen ibretlik kıssa ve çıkarmamız gereken dersler...
Dâvûd-i Tâî Hazretleri’nin hizmetinde bulunan talebesi bir gün ona;
“–Biraz et pişirdim; lütfen buyurun.” dedi.
Üstâdının sükût etmesi üzerine de eti getirdi. Fakat Dâvûd-i Tâî Hazretleri, önüne konan ete bakarak;
“–Falanca yetimlerden ne haber var evlâdım?” diye sordu.
Talebesi, durumlarının pek de iyi olmadığını ifade sadedinde;
“–Bildiğiniz gibi efendim!” dedi.
O büyük Hak dostu;
“–O hâlde bu eti onlara götürüver!” dedi.
Hazırladığı ikrâmı üstâdının yemesini arzu eden talebe ise;
“–Efendim, siz de uzun zamandır et yemediniz!..” diyerek ısrar edecek oldu. Fakat Dâvûd-i Tâî Hazretleri kabul etmeyip şöyle dedi:
“–Evlâdım!
Bu eti ben yersem kısa bir müddet sonra dışarı çıkar; fakat o yetimler yerse, ebediyyen kalmak üzere Arş-ı Âlâ’ya çıkar!..”
İşte bir Hak dostundaki gönül hassâsiyeti…
Kendisi de uzun bir müddettir yemediği hâlde, aç bir yetimin varlığından haberdar oldukça, boğazından et geçmiyor… Derhâl infâk ediyor.
MUHASEBE
Bizler de bir kurban bayramı geçirdik.
- Biz kurbanlarımızın etlerini; muhtaçlarla, mü’min kardeşlerimizle ne kadar paylaştık?
- Diğer imkânlarımızı paylaşmakta vaziyetimiz nedir?
- Allah yolunda fedâkârlık karnemiz ne durumda?
Bu hususlarda kendimizi muhasebe etmeliyiz.
Çünkü;
Müslümanın müslümanın derdiyle dertlenmesi lâzımdır. Hadîs-i şerifte buyurulur:
“Mü’minlerin derdiyle dertlenmeyen bizden değildir.” (Hâkim, IV, 352; Heysemî, I, 87)
Demek ki;
Din kardeşinin acısına bîgâne kalmak, çok ağır bir cürümdür. Hak dostları büyük bir hassâsiyetle bu cürümden uzak durmaya çalışmışlardır.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2023 Ay: ağustos, Sayı: 222
YORUMLAR