Kerâmet Bekleyenlere İnce Bir Cevap
Sultan 1. Ahmet Han’ın, Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri’ne duyduğu derin hürmet, gerçek kerâmetin basit ama derin anlamının ortaya çıkmasına vesile oluyor.
Sultan 1. Ahmed Han, Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri’ne müstesnâ bir hürmet gösterir ve ikramda kusur etmezdi.
KERÂMET BEKLEYENLERE İNCE BİR CEVAP
Bir gün Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri ile sarayda sohbet ediyordu. Bir ara abdest tazelemek isteyen Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri için ibrik ve leğen getirdiler. Pâdişah, hocasına hürmeten ibriği eline aldı ve abdest suyunu kendisi döktü. Sultan Ahmed Hân’ın annesi de kafes arkasında havluyu hazırlamıştı. Vâlide Sultan bir ara kalbinden:
“Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri’nin bir kerâmetini görebilseydim!” diye geçirmişti. Hüdâyî Hazretleri, Vâlide Sultan’ın gönlünden geçenlere Allâh’ın lûtfu ile vâkıf olarak:
“–Hayret! Bâzıları bizden kerâmet beklerler. Hâlbuki Halîfe-i Rûy-i Zemîn’in elimize su dökmesi ve muhterem vâlidelerinin de bize havlu hazırlamasından daha büyük kerâmet mi olur?” buyurdu.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları