Kerevizin Faydaları Nelerdir?

Her derde devâ kerevizin faydaları saymakla bitmiyor. Salatası ve yemeği yapılan bu şifalı sebzenin suyu da şifâ verir.

Kereviz yeşil yaprakları, kökü ve sapları ile birlikte pişirilerek yenilmelidir. Pişerken çıkan kokusu sebebiyle pek sevilmese de içine portakal suyu, havuç ve zeytinyağı ilave edildiğinde en sağlıklı kış yemeklerinden biri olur.

KEREVİZİN FAYDALARI

Kerevizin birçok hastalığa şifa olduğu bilinir. İşte kerevizin faydaları...

- Karaciğeri koruyucu etkisi vardır.

- Stresten koruyucu maddeler içerir.

- Kolesterolü düşürmeye yardımcıdır.

- İçinde B1 ve B2 vitaminlerini barındırır.

- Doğal bir antioksidandır.

- İdrar yolu iltihabı için faydalıdır.

- Sedef ve vitiligo gibi cilt hastalıkları için yararlıdır.

- Diyabet hastalığına karşı fayda sağlar.

- Kalp krizi ve felç riskini azaltıcı etkisi vardır.

- Vücudun vitamin ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılamaya yardımcıdır.

- İyi bir idrar söktürücüdür.

- Vücuttaki sıvı dengesini düzenlemeye yardımcı olur.

- Balgam söktürücü özelliği vardır.

- Vücuttaki şişkinlik ve ödemi atmayı sağlar.

- Cildi güzelleştirir ve akne oluşumunu önler.

KEREVİZLİ TAVUK ÇORBASI TARİFİ

Malzemeleri:

- 4 adet baget tavuk

- 2 çorba kaşığı tereyağı

- 1 çorba kaşığı domates salçası

- 1 tatlı kaşığı toz pul biber

- 1 adet orta büyüklükte kereviz

- Tuz

- Sıcak su

Hazırlanışı:

Tavuk bagetleri ve tereyağını tencereye alın. Tavukların derisinin rengi dönene kadar kavurun. Salça ve pul biberi ilave ederek kokusu çıkana kadar kavurmaya devam edin. Üzerine örtecek kadar sıcak su ilave ederek pişirin. Pişen bagetleri bir tabağa alıp etlerini minik parçalara ayırın. Kaynamakta olan salçalı tavuk suyuna kerevizleri küp küp doğrayarak atın ve pişirin.

Ocaktan almaya yakın tuzunu ayarlayıp ayıkladığınız tavuklar ve kıydığınız kereviz yapraklarını ilave edip pişirin. Servis sırasında kıydığınız kereviz yapraklarını kullanabilirsiniz. Afiyet olsun.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.