Keşf İle Ledün İlmi Arasında Bir İlişki Var mıdır?
Keşf ile ledün ilmi arasında bir ilişki var mıdır? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor...
Keşf, gerek vücûd, gerekse şühûd açısından; yâni gerek görmek sûretiyle, gerekse idrâk yoluyla perdenin arkasındaki gizli mânâlara muttali’ olmaktır. Gözünden gaflet perdesi kalkıp basîretle kâinâta baktığında insan, çok ince bâzı sırlara âşinâ olabilir. Halk arasında bir söz vardır: “Bakmakla görmek arasında fark vardır. Her bakan göremez.” Bakıp görmek ve farkında olmak olayların ve eşyânın inceliklerine âgâh olmaya çalışmak da bir keşf arayışıdır. Keşfin ardından ulaşılabilenler ise hikmettir, mârifettir. Keşf bir emek ve çile işi olmakla birlikte bir yerden sonra Hakk vergisidir.
“Andolsun sen gaflette idin; derhal biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir.” (Kâf, 50/22.) İlâhî incelikleri görebilecek bir basîrete sâhip olmanın yolu hayâtı okumaktır. Keşfî bilgi ile ledünnî bilgi arasındaki fark, birincisinde kulun kesbinin rolünün de bulunmasıdır. Çünkü keşfin meydana geldiği sırada tesbiti yapan yine kuldur. Ledünnî bilgi ise doğrudan Allah tarafından kalbe gelen bilgidir.
Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları