Keyfiyet Ne Demek?

Keyfiyet: Bir şeyin nasıl olduğu, hâl, durum, nitelik, kalite. İş, hâdise anlamlarına gelmektedir.

KEYFİYET KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Nitekim yüksek ruhlar, dâimâ duâ hâlinde yaşarlar. Duâda rûhu dolduran, ilâhî rahmetin ümididir. İsteriz ki Sonsuz Kudret bize merhamet etsin ve üzerimize  lûtfunu ihsan buyursun. İlâhî rahmetin ümîdi gönüllerde bir sevdâ hâline gelince, duâ da en yüksek keyfiyetine ulaşmış olur. Bu hâl, takvânın neticesidir. Gözyaşı

ve ilâhî rahmetin buluştuğu bir duâ, kevserlerin en tatlısıdır. Hak âşıkları o kevserin kenarında söyleşir, yanık yürekler onun serinliğiyle ferahlar, yorgun gönüller onu içtikçe dinlenip huzur bulur.


Cenâb-ı Hak, gözle zor görülen küçücük hayvanların içine o müthiş âzâları nasıl yerleştirmiş?! Onlar hiç aksatmadan vazifelerini nasıl yapabiliyor?! Onların sahip oldukları husûsiyetleri tam olarak keşfedebilmek bile insan idrâkinin üstünde keyfiyetlerdir.


Yeşil bir dut yaprağını sığır veya koyun yese, ondan et, süt ve yün hâsıl olur. Küçücük bir kurtçuk olan ipekböceği aynı yapraktan ipek îmâl eder. Aynı şeyi bir cins geyik yese, ondan da misk kokusu elde edilir. Arının çiçek tozlarından bal yapabilmesi, kâinatta en mükemmel bir varlık olan insanın iktidârı hâricindedir.

Basit birer ot olarak görünen çeşitli çiçeklerin topraktan bulup çıkardıkları renkler, kokular ve hayat kudretini hâiz yapraklar, hiçbir kimyâgerin muktedir olamayacağı hârika keyfiyetlerdir.


Müsbet ilmin ancak yakın zamanda tespit edebildiği bu çift yaratılış keyfiyeti, bize on dört asır evvel nâzil edilen Kur’ân âyetlerinde bildirilmiş, insanlığa bir ilim armağanı olarak takdim edilmiştir.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.