“Kim Nefsinin Cimriliğinden Korunursa İşte Onlar Kurtuluşa Erenlerdir” Ayeti
“Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir” ayetini nasıl anlamalıyız?
Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:
“Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Tegâbün sûresi, 16)
NEFSİN CİMRİLİĞİ NEDİR?
Abdullah İbni Mesut’tan radıyallahu anh rivayet edildiğine göre nefsin cimriliği, başkalarının malını haksız bir şekilde ele geçirmektir. Cimrilik ise kendisine ait malı, sarfetmesi gereken yerlere harcamamaktır.
Hangi şekliyle olursa olsun, cimrilik mü’minde asla bulunmaması gereken kötü bir huydur. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir insanın kalbinde hem imânın hem de cimriliğin bulunamayacağını söylemiştir. (Nesâî, Cihâd 8) Öldürücü bir hastalığa yakasını kaptıran bir kimse ondan kurtulmak için nasıl çabalarsa, Müslümanlar cimriliğin insanı mânen öldüren bir hastalık olduğunu düşünerek bu hastalıktan yakasını kurtarmaya bakmalıdır. Nitekim Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz cimrilik hastalığına yakalanmaktan Allah’a sığınmıştır.
Bir kimse zekâtını veriyorsa, misafire ikram etmekten ve yedirip içirmekten zevk alıyorsa, yardıma ihtiyacı olan yakınlarına ve sıkıntıya düşmüş insanlara yardım edebiliyorsa, işte o kimse cimri değildir. Yakasını bu belâdan kurtarmıştır. Allah Teâlâ bu âyet-i kerîmede, kendisini cimrilikten koruyan kimselerin ebedî kurtuluşa ereceğini müjdelemektedir. Ne mutlu o bahtiyarlara!
Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları