Kimsesizlerin Kimsesi

Hizmet

Gönülde îman ve niyet varsa, hizmete bir şekilde imkân ve fırsat da var demektir. Bu itibarla hizmet ve infak varlık yokluk meselesi değil bir gönü meselesidir. Gönlünüz kadar zenginsiniz. Gönül fukaralığı varsa, mal-mülk kişiyi zengin kılmaz.

Ali Ulvi Kurucu hocaefendi anlatıyor:

“Dedem Veyis Efendinin, birlikte bulunduğumuz son beş yıl içinde, evde on defa akşam yemeği yediğini bilmiyorum. Akşam yemeği için koskoca bir tencereye et suyuna tirit yaptırırdı. Koca tencereye ağzına kadar ekmek doğranırdı. Çoğu zaman bu tencereyi, onun camiine ben götürürdüm.

Akşam yemeğini camiinin medreselerinde oturan muhacirlerle birlikte yerdi. Bunlar Şark İsyanı sebebiyle Van civarından buraya sürülmüş kürtlerdi. İçlerinde daha önce Şam tarafından gelmiş Seyyid aileleri de vardı.

Hükümet bunları sürmüş, getirmiş, buraya atmıştı. Onlara sahip çıkmak müslüman halka düşmüştü. Dedemin mütevellisi olduğu Cevizaltı Medresesi’nde, terk edilmiş yirmi iki oda vardı. Dedem bu göçmenleri oralara yerleştirdi. Ayrıca caminin bulunduğu Dolav mahallesinde, yeri müsaid olanların evlerine de birer aile verdi. Birkaç da boş ev buldu. Sürgünlerin arasında varlıklı, görgülü aileler vardı. Burada mahrûmiyet ve sıkıntı içinde idiler.

Dedem, erkeklerini akşam namazından sonra camide alıkoyar, onlarla sohbet eder, kitap okurdu. Bu arada yemeği yerler, yatsıdan sonra yerlerine giderlerdi.

Bu insanların, kazançları ve varlıkları az, yiyecekleri kıt olduğu için, mevcut erzakları kadın ve çocuklara kalsın diye, dedem erkekleri camide ağırlardı.

Dedem ve diğer Müslümanlar, sürgün edilen ve çoğu mazlum olan bu insanlara sahip çıktılar. Müslümanlar arasında, dinsiz bazı idareciler yüzünden uyanması muhakkak olan kin ve fitne hislerinin dalbudak salmasını önlediler. Zulme uğrayanlar, bu kötülüğün, sadece belli bir zümrenin eseri olduğunu, diğer müslüman kardeşlerinin bu suça katılmadığını, aksine, kendilerine el uzatıp, gönüllerini açtıklarını görerek teselli buldular.”[1]

[1] M. Ertuğrul Düzdağ, Üstad Ali Ulvi Kurucu Hatıralar, I, 125-126.

Kaynak: Adem Ergül, 365 Lider Davranış, Erkam Yayınları