Kısaca Hz. Ali'nin Hayatı ve Özeti

Hz. Ali (r.a) ne zaman doğdu? Hz. Ali'nin (r.a) ailesi kimdir? Hz. Ali (r.a) lakabı nedir? Ne zaman Müslüman oldu? Hz. Fatıma (r.a) ile ne zaman evlendi? Hz. Ali (r.a) çocukları ve isimleri neler? Zülfikar nedir? Hz. Ali (r.a) nasıl ve nerede vefat etti? Mezarı nerededir?

Allah’ın arslanı, dört halife döneminin son halifesi: Hz. Ali’nin radıyallahu anh kısaca hayatı ve özeti..

HZ. ALİ'NİN (r.a) KISACA HAYATI

  • Hz. Ali kerremallahu veche İslam Devleti’nin 656-661 yılları arasında halifeliğini yaptı.
  • Peygamberimizin (s.a.v) hem damadı hem de amcası Ebu Talib’in oğludur.
  • Hz. Ali kerremallahu veche, Hicret’ten yaklaşık 22 sene önce milâdî 600 yılında Mekke-i Mükerreme’de doğmuştur.
  • Babası Ebû Tâlib, annesi Fâtıma binti Esed radıyallahu anha, dedesi Abdulmuttalip’tir.
  • Tasavvuf erbâbı, Hz. Ali’ye kerremallahu veche “Şâh-ı Velâyet” ve “Sultânü’l-Evliyâ” lâkaplarını uygun görmüşlerdir.
  • 10 yaşlarındayken İslâm ile şereflendi. Hz. Hatice’den radıyallahu anha sonra İslâm’a girmiş, “çocuklardan ilk Müslüman olan kişi” vasfını kazanmıştır.
  • Hicret’in 5. ayında gerçekleştirilen Muâhât/Kardeşlik akdinde Rasûlullah Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, Hz. Ali’yi radıyallahu anh kendisine kardeş olarak seçti.
  • Ali radıyallahu anh, hicrî 2. senenin son ayında Hz. Fâtıma radıyallahu anha ile evlendi.
  • Hicrî 3. sene Ramazan’ının ortasında oğlu Hasan radıyallahu anh doğdu. 4. sene Şaban ayının 5’inde de Hüseyin radıyallahu anh doğdu. Daha sonra Muhassin isminde bir oğlu ile Zeynep ve Ümmü Gülsüm isminde kızları oldu.
  • “Zülfikâr” Hz. Ali’nin radıyallahu anh meşhur bir kılıcının adıdır.
  • Hz. Ali radıyallahu anh, Kûfe’de 40/661 yılında bir Hâricî olan Abdurrahman bin Mülcem tarafından sabah namazına giderken yaralandı. Bu yaranın tesiriyle iki gün sonra 19 veya 21 Ramazan (26 veya 28 Ocak) 661 yılında şehit oldu. Bugün Necef diye bilinen Kûfe’ye defnedildi.

Hz. Ali'nin (r.a) hayatı ile ilgili detaylı bilgi için tıklayınız.

Kaynak: Dr. Murat Kaya, Hz. Ali’den 111 Hayat Ölçüsü, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

HZ. ALİ (R.A.) KİMDİR?

Hz. Ali (r.a.) Kimdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.