Kısaca Kaza ve Kadere İman
Allâh’ın, mahlûkatın olmuş ve olacak bütün işlerini onları yaratmadan önce ezelî ve ebedî ilmi ile bilip belirlemesine “kader” denir. Allâh’ın önceden bilip belirlediği şeylerin, zamanı ve şartları hâsıl oldukça meydana gelmesine de “kaza” denir. Kazâ ve kadere inanmak da îmanın bir rüknüdür.
Meselâ, Allâh’ın hangi insanın nerede, ne zaman, ne yapacağını, hattâ bir gün içinde ne kadar nefes alıp vereceğini, daha insanı ve kâinatı yaratmadan bilip belirlemesine “kader,” insanın da vakti geldiği zaman bu nefesleri alıp vermesine “kazâ” denir. (Aşağıdaki videolardan ayrıntılı olarak izleyebilirsiniz.)
ALLAHÜTEALA YAPTIĞIMIZ İŞLERDEN NEDEN BİZİ SORUMLU TUTUYOR?
Akla şöyle bir soru gelebilir; Allah -celle celâlühü- belirledi ve biliyor, o zaman kullarını neden yaptığı işlerden sorumlu tutuyor?
Allah -celle celâlühü- her insana, bir irâde-i cüz’iye (sınırlı irade) vermiştir. İn- san, bu irade ile kendisine bildirilen doğru veya yanlışları yapmayı ister, Allah -celle celâlühü- de insanın bu isteğini yaratır. Dolayısı ile kendisine bir otomobil emanet verilmiş olan bir insan, o otomobili uçuruma doğru sürüp uçurum- dan aşağı düşer ise, bu kazadan otomobili kullanan mı, yoksa o otomobili ona teslim eden otomobil sahibi mi sorumludur? Elbette otomobili kullanan sorumludur.
İnsan da aynen böyledir, yani insana emanet edilen bu can ile iyi veya kötü ameller yapmak, insanın kendi elindedir. Bu durumda yaptığı ameller- den insan sorumludur.