Kısaca Meleklere İman Nedir?

Kısaca meleklere iman nedir? Meleklerin özellikleri nelerdir?

Allah -celle celâlühü- tarafından yaratılmış nûrânî varlıklara “melek” denir. Melekler, latîf cisimler olup istediği şekle girebilirler. Melekler insanlar gibi yemez, içmez, evlenmez, doğurmaz ve doğrulmazlar. Erkeklik ve dişilikleri yoktur.

Meleklerin varlığını, peygamberler ve bütün ilâhî kitaplar haber vermiştir. Biz, meleklere bu şekilde inanmakla mükellefiz. Aksi şekilde inanan, îmanını kaybetmiş olur. Çünkü meleklere inanmak da îmanın ana rüknüdür. Melekler, Allâh’ın emirlerine aslâ karşı gelmezler. Meleklerin bir kısmı, daima ibadetle ve zikirle meşgul olur. Bir kısmı da yerde ve gökte Allah -celle celâlühü- tarafından çeşitli vazifelerle emrolunmuşlardır. Sayılarını ve şekillerini ancak Allah -celle celâlühü- bilir. “Her kim Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrâil ve Mikâil’e düşman olursa, bilsin Allah -celle celâlühü- kâfirlerin (inanmayanla- rın) düşmanıdır.” (el-Bakara, 98)

Melekler, Allah -celle celâlühü- tarafından çeşitli vazifelerle görevlendirilmiş- tir. Cebrâil, Azrâil, Mîkâil, İsrâfil adında dört büyük melek vardır ki, bunlar, me- leklerin en büyüklerindendir. Görevleri:

1- Cebrâil (a.s.): Allah -celle celâlühü- ile peygamberleri arasında elçilik

2- Azrâil (a.s.): Allâh’ın izni ile kâinatta bulunan bütün canlı varlıkların canını almakla görevlidir.

3- Mîkâil (a.s): Tabiat olaylarını idare etmekle görevlidir.

4- İsrâfil (a.s.): Kıyametin kopması ve öldükten sonra dirilmenin vaktini bildirici vasıta olan sûr’a üflemekle görevlidir.

Allah’ın bu meleklerden başka, sayısını bilemediğimiz daha nice melek- leri vardır. Bazıları şunlardır:

Kirâmen Kâtibîn: İnsanın sağında ve solunda bulunup iyilik ve kötülük- leri yazan meleklerdir. İnsanın yaptığı iyilik ve kötülükler, bu melekler tarafın- dan hemen yazılır.

Münker-Nekir: Öldükten sonra kabirde insanlara soru soracak olan me- leklerdir.

Rıdvan: Cennetin bekçisi ve cennetteki meleklerin önderidir.

Mâlik: Cehennemin bekçisi ve cehennemdeki meleklerin önderidir.

MELEKLERİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

MELEKLERLE İLGİLİ HADİSLER

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • teşekkür ederim

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.