Kısaca Tüm Yönleriyle Kâbe-i Muazzama

Kâbe-i Muazzama'nın köşelerinin anlamı, Kâbe Örtüsüne verilen isim, Kâbe Örtüsünde neler yazmaktadır? Kısaca madde madde tüm yönleriyle Kâbe-i Muazzama...

Adil Elzerey

Hacerü’l-Esved

Arapça’da “siyah taş” anlamına gelen Hacerü’l-esved, tavafın başlangıç ve bitiş noktasını işaret eder.

Kâbe’nin inşası esnasında Hz. İbrâhim (as) tarafından kapının sağ tarafındaki köşeye yerleştirilmiş ve yerden 1.5 m yükseklikte, gümüşten bir mahfaza içinde bulunur.

Hacerü’l-esved’i selamlama, kulun Allah’a vermiş olduğu ahdini yenilemesi anlamına gelir. Hacerü’l-esved, her şavtta “Bismillâhi Allahü Ekber” diyerek istilam yapılır.

Makam-ı İbrâhim

Kâbe’nin inşası sırasında Hz. İbrâhim’in (as) üzerine çıkıp duvar ördüğü ve üstünde insanları hacca davet ettiği taş veya onun bulunduğu yerdir.

Mescid-i Harâm’ın içerisinde Kâbe’ye yaklaşık 15,4 m uzaklıktadır. Taşın üzerinde Hz. İbrâhim’in (as) ayak izleri olarak kabul edilen  1 cm arayla iki çukur bulunur.

İki rek‘atlık tavaf namazının Makam-ı İbrâhim’in arkasında kılınması ve Mescid-i Harâm’da cemaatle namaz kılınırken imamın bu makamda durması müstehaptır.

Altınoluk

Kâbe’nin Hicr kısmındaki duvar cephesinin üst bölgesinde bulunur.

Hz. Peygamber (sas) tavaf sırasında oluğun altına geldiğinde, “Allahım! Senden ölüm anında rahatlık, hesap anında da af dilerim.” diye dua etmiştir. Hac ile ilgili bazı kaynaklarda Altınoluğun altında yapılan duaların kabul edileceğine dair hadisler nakledilir. (Ezrakî, I, 318)

Rükn-i Yemânî

Kâbe-i Muazzama’nın güney köşesidir. Tavafın her şavtında Rükn-i Yemânî istilam edilir ancak öpülmez.

Hacerü’l-esved’i istilam sünnet, Rükn-i Yemânî’yi istilam ise müstehaptır. Diğer köşeler istilam edilmez.

Müstecar

Müstecâr “günahların bağışlanması için sığınılan yer” demektir.

Bir rivayete göre Cenâb-ı Hak, Hz. Âdem’in tövbesini Rükn-i Yemânî ile Kâbe’nin arka kapısı arasındaki yerde (Fâkihî, V, 235), diğer bir rivayete göre ise mültezemde (Ezrakī, I, 248) kabul etmiştir. Müstecâr’da dua edilmesi müstehap kabul edilmiştir.

Rükn-i Iraki

Kabe-i Muazzama’nın kuzey köşesidir.

Rükn-i Şami

Kabe-i Muazzama’nın batı köşesidir.

Rükn-i Hacerü’l-Esved 

Hacerü’l-esved’in bulunduğu Kabe-i Muazzama’nın doğu  köşesidir.

Mültezem

Mültezem, içten gelen bir duygu ile günahların affedilmesi için yapılan duaların kabul edildiği ve bütün kötülüklerin şerrinden Allah’a sığınılan yerdir.

Mültezem, Hacerü’l-esved ile Kâbe kapısı arasında kalan 2 metrelik kısımdır.

Abdullah b. Amr b. Âs, Hz. Peygamberin mültezeme gelerek göğsünü, yüzünü ve ellerini açarak oraya yapıştırdığını ve o şekilde dua ettiğini rivayet etmektedir.
(Ebu Dâvûd, “Menâsik”, 55)

Kâbe Kapısı

Kâbe’nin kuzeydoğu duvarında, Hacerü’l-esved’e 2 m mesafede ve yerden 1,92 m yükseklikte Kâbe kapısı yer almaktadır. 

Hz. İbrâhim (as) Kâbe’yi inşa ederken kapı yerini boş bırakmıştır ancak ilk kapıyı kimin taktığı bilinmemektedir.

Kureyşliler 605’te Kâbe’yi yeniden inşa ettiklerinde daha önce yer seviyesinde olan iki kapıyı teke indirerek yerden yaklaşık 2 metre yükseğe kaldırmışlar ve üzerine tek kanatlı bir kapı takmışlardır. Kâbe’nin kapatılan kapısı şimdiki kapının simetrisinde yer almaktadır.


Hatîm - Hicr-i İsmâîl

Hatîm, Kâbe’nin kuzeybatı duvarı önünde, altınoluğun altında ve yarım daire şeklinde 1,31 metre yüksekliğinde duvarla çevrili olan kısımdır. Kâbe’den ayrılmış olmakla birlikte onun bir parçası olan bu kısma Hicr veya Hicr-i İsmâil adı verilir.

Bir gün Hz. Âişe, Kâbe’ye girip namaz kılmak istediğini söylediğinde Peygamberimiz onu elinden tutarak Hicr’e götürdü; “Kâbe’ye girmek istersen burada namaz kıl, çünkü o Kâbe’den bir parçadır.” buyurdu. (Tirmizî, Hac, 48)

Kâbe Örtüsü

Kâbe’nin duvarları üzerine sarkıtılan örtüdür. 

Kisve-i Şerif olarak isimlendirilen bu örtü ayetlerin, altın suyuyla işlendiği siyah ipekten dokunmuştur. 

Kâbe’nin dört duvarını çevreleyen ve birbirine eklenmiş on altı parçadan oluşan örtü üzerindeki yazı kuşağına ise “Hizâm” denilir. 

Kisve’de Esmâ-i Hüsnâ, Lafza-i Celâl, Kelime-i Tevhid ve Tesbih ibareleri yazmaktadır.

Şâzervân

Kâbe’nin temelinde yer alan, Kâbe örtüsünü tutturmak için halkaların bulunduğu ve mermerle kaplı eğimli kısımdır.

Âlimlerin çoğunluğuna göre şâzervânın tamamı Kâbe’ye dahildir ve tavaf sırasında bedenin bütünüyle bunun dışında olması gerekir.

İstilam: Tavafta Hacerü-l Esved’in hizasına gelindiğinde elle dokunma, öpme yada elleri havaya kaldırıp tekbir getirerek onu uzaktan selamlama anlamındadır.

Müstehap: Peygember Efendimizin ara sıra yaptığı ve yapılması hoș ve güzel karșılanan davranıș.

Șavt:  Hacerü-l Esved’den bașlayıp yine aynı yere gelinceye kadar Kabe’nin etrafını bir defa dolașma ve Safa Tepesi ile Merve Tepesi arasında gidiș gelișten her biri anlamındaki terimdir.

Tavaf:   Kabe’nin etrafında usulüne uygun biçimde dönmektir.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

KABE TARİHİ

Kabe Tarihi

KABE’­NİN TARİHİ VE BÖLÜMLERİ

Kabe’­nin Tarihi ve Bölümleri

KABE TARİHİ

Kabe Tarihi

ESKİ KABE FOTOĞRAFLARI

Eski Kabe Fotoğrafları

KABE NEDİR?

Kabe Nedir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.