Kıyamet Alametleri Madde Madde

Kıyamet alametleri nelerdir? Kıyametin alametleri nasıl olacak? Kıyamet alametleri olan deccal, yecüc mecüc, dabbe gibi olaylar nasıl gerçekleşecek? Kıyamet alametleri ile ilgili hadis ve ayetler nelerdir? Kıyametin küçük ve büyük alametleri...

Kıyamet, İsrafil’in (a.s) sûr denilen ve niteliği Allah katında bilinen bir şeye üflemesiyle kopacaktır. Sûra ikinci defa üflenince de, ruhlar cesetlerine dönerek diriliş meydana gelir. Yüce Allah şöyle buyurur: Sûra üflenince Allah’ın diledikleri dışında göklerde olanlar ve yerde bulunanlar baygın düşer. Sonra sûra bir daha üflenince hemen ayağa kalkıp bakışır dururlar.” (Zümer, 39/68.)

Kıyamet, Kur’an-ı Kerim’de “el-yevmü’l-âhir (son gün)”, “yevmü’-’l-ba’s (diriliş günü)”, “yevmü’l-kıyâme (kıyâmet günü)”, “yevmü’d-dîn (ceza ve mükâfat günü)”, “yevmü’l-hisâb (hesap günü)”, “yevmü’t-telâk (kavuşma günü)”, “yevmü’l-hasre (hasret ve pişmanlık günü)” gibi isimler verilmiştir.

Sözlükte “alâmet” mânasındaki şeratın çoğulu olan eşrât ile “zaman dilimi, belirlenmiş vakit” anlamına gelen sâat kelimelerinden oluşan eşrâtü’s-sâa “kıyamet alâmetleri” demektir. Kur’ân-ı Kerîm’de değişik adlarla anılan kıyametin isimlerinden biri “es-sâa”dır. Kur’an’da eşrâtü’s-sâa terkibi yer almamakla birlikte bir âyette eşrâtın “sâat”in yerini tutan zamire muzaf olması yoluyla bu terkip dolaylı biçimde oluşturulmuştur (Muhammed 47/18).

Ansızın gerçekleşecek olan kıyametin kopuş zamanına ait bilgi Allah nezdindedir, dünyadaki davranışlarının karşılığını görmeleri için bunun zamanı insanlardan gizlenmiştir (M. F. Abdülbâkī, el-Mu’cem, “sâ’at” md.). Kur’an’da kıyamet alâmetlerinin nelerden ibaret olduğuna dair bilgi verilmemiş, sadece Ye’cûc ve Me’cûc’ün gelişinden (el-Enbiyâ 21/96), dâbbetü’l-arzın çıkışından (en-Neml 27/82), göğün insanları saracak bir duman (duhân) yayacağından (ed-Duhân 44/11-12) ve ayın yarılacağından (el-Kamer 54/1) bahsedilmiştir.

KIYAMET ALAMETLERİ NASIL GELİŞECEK

Hadis şerhleriyle “fiten” ve “melâhim” türü kitaplarda kıyamet alâmetleri hakkında çeşitli rivayetler Hz. Peygamber’e atfedilir. Bu rivayetlerde ahlâkî bozuluşa, dinî-içtimaî hadiselere ve tabiat olaylarına ilişkin oldukça ayrıntılı bilgilere yer verilir. Nakledilen metinlere göre kıyamet alâmetleri şöyle gelişecektir:

  • Kur’an’ın önemi insanlar tarafından unutulacak,
  • namaz kılınmayacak,
  • emanete riayet edilmeyecek,
  • faiz helâl sayılacak,
  • seviyesiz ve şahsiyetsiz kişiler yönetici olacak,
  • ebeveyne isyan edilip beyler hanımların emrine girecek,
  • toplumlar geçmişlerine lânet okuyacak,
  • akşam mümin olarak yatan kişi sabah kâfir olarak kalkacak,
  • yöneticiler insanlara zulmedecek,
  • şerrinden korkulan kimselere itibar edilecek,
  • ticareti dürüst olmayan gruplar ele geçirecek,
  • mescidler süslenmekle birlikte ibadete önem verilmeyecek,
  • erkekler erkeklerle, kadınlar da kadınlarla yetinecek,
  • kadınlar sosyal konum açısından ön plana çıkarılacak ve erkekler kadınlara benzemeye çalışacak, açıklık yayılacak, hayasızlık çoğalacak,
  • cihad ve irşad faaliyetleri terkedilecek,
  • sadece din dışı ilimler öğrenilecek,
  • kader inkâr edilecek ve yıldız falına inanılacak,
  • liderliğe elverişli kimseler azalacak,
  • âni ölümler çoğalacak,
  • cahiller, aynı zamanda dürüst olmayan zâhid ve sûfîler türeyecek,
  • akrabalık bağları kesilecek,
  • yalancılar tasdik edilip doğru konuşanlara itibar edilmeyecek,
  • kitapların sayısı artacak,
  • yağmurlar ve yıldırımlar çoğalacak, madenler yok olacak.

(İbn Kesîr, I, 21, 178-179; Berzencî, s. 70-75; Hammûd b. Abdullah et-Tüveycirî, II, 78, 293; Yûsuf b. Abdullah el-Vâbil, s. 179-235).

Çoğu zayıf veya uydurma olan, toplumdaki dinî, içtimaî ve siyasî gelişmeleri yansıtan bu rivayetlerde belirtilen alâmetlerin sayısı yetmişi aşkındır.

KIYAMETİN YAKLAŞTIĞINI BELİRTEN HADİS-İ ŞERİF

KIYAMET ALAMETLERİ NELERDİR?

Kıyamet alâmetleri önemine göre küçük ve büyük diye de sıralanmıştır. Küçük alâmetlere dinî hayatın zayıflayıp kötülüklerin yayılmasına dair olaylar dahil edilirken büyük alâmetleri kıyametin kopmasından kısa bir süre önce meydana gelecek hârikulâde vak‘alar oluşturur. (M. Selâme Cebr, s. 20; Yûsuf b. Abdullah el-Vâbil, s. 77, 239)

KIYAMET ALAMETLERİ KÜÇÜK

Dinî emirlerin ihmal edilmesi ve ahlâkın bozulması gibi insan iradesine bağlı olarak büyük alâmetlerden çok önce meydana gelecek olan olaylardır.

Hadislerde de kıyamet alâmetleri eşrâtü’s-sâa tabiriyle ifade edilir. Bu hadislerde belirtildiğine göre Hz. Peygamber kıyametin kopuş zamanını bilmediğini söylemiş, ancak kopmasından önce vuku bulacak bazı olayların onun yaklaştığının alâmetleri sayılacağını haber vermiştir.(Buhârî, “Îmân”, 37)

Âhir zaman peygamberi ve son nebî olması dolayısıyla kıyamete yakın bir zaman diliminde gönderildiğini açıklayan Resûl-i Ekrem’in (Buhârî, “Ŧalâķ”, 25, “Riķāķ”, 39; Müslim, “Fiten”, 132-135) kıyamet alâmeti olarak zikrettiği rivayet edilen olayların başlıcaları şunlardır:

  • Peygamberimiz’in gönderilmesi ve onunla peygamberliğin sona ermesi,
  • ilmin ortadan kalkıp bilgisizliğin artması,
  • şarap içme ve zinanın açıkça yapılır olması,
  • ehliyetsiz insanların söz sahibi olması,
  • adam öldürme olaylarının artması,
  • dünya malının bollaşması,
  • zekât verecek fakirin bulunmaması
  • zinanın alenî hale gelmesi,
  • köle kadının efendisini doğurması,
  • çobanların zenginleşerek bina yapmakta yarışması,
  • aynı davayı güden iki büyük topluluğun birbiriyle savaşması,
  • elli kadına bir erkek düşecek şekilde kadın nüfusunun artması,
  • müslümanların kıldan ayakkabı giyen, küçük gözlü ve geniş yüzlü insan gruplarıyla savaşması,
  • insanların hayatlarından bıkarak ölülere gıpta etmesi,

gibi olaylar kıyametin küçük alâmetlerinin bazılarıdır.

Hadislerde belirtildiğine göre kıyametin kopuşu ansızın vuku bulacak, bu sırada alışveriş yapanlar işlerini bitiremeden, yemek yiyenler lokmasını ağzına götüremeden, havuz yaptıran kişi havuzuna giremeden ve devesinin sütünü sağan kimse bunu misafirine ikram edemeden kıyamet kopacaktır. (Buhârî, “Fiten”, 25)

KIYAMET ALAMETLERİ BÜYÜK

Asıl kıyamet alâmetleri büyük alâmetler olarak kabul edilen hârikulâde olaylar ve kozmik değişikliklerdir. Kıyametin kopuşu öncesinde gerçekleşeceğine inanılan başlıca hârikulâde olaylar deccâlin ortaya çıkışı, mehdînin zuhuru, Hz. Îsâ’nın gökten inmesi, Ye’cûc ve Me’cûc’ün görünmesi, Hicaz bölgesinde büyük bir ateşin çıkışı, gökten insanları bürüyen bir dumanın inmesi ve dâbbetü’l-arzın yerden çıkmasından ibarettir. Bunlardan dâbbetü’l-arz, duhân, Ye’cûc ve Me’cûc konusu Kur’an’da zikredilmektedir. Mehdî, deccâl ve nüzûl-i Îsâ inançları ise sadece Hz. Peygamber’e atfedilen rivayetlere dayanır.

Kur’an’da kıyamet alâmetlerinin nelerden ibaret olduğuna dair bilgi verilmemiş, sadece Ye’cûc ve Me’cûc’ün gelişinden (el-Enbiyâ 21/96), dâbbetü’l-arzın çıkışından (en-Neml 27/82), göğün insanları saracak bir duman (duhân) yayacağından (ed-Duhân 44/11-12) ve ayın yarılacağından (el-Kamer 54/1) bahsedilmiştir.

Hz. Peygamber bir hadislerinde, "Kıyametten önce on alâmet görmediğiniz sürece dünyanın sonu gelmez" buyurmuş ve bu alâmetleri şu şekilde sıralamıştır (Müslim, “Fiten”, 39; Ebû Dâvûd, “Melâhim”, 11; İbn Mâce, “Fiten”, 28):

KIYAMET ALAMETLERİ DUMAN ÇIKMASI

Müminleri nezleye tutulmuş gibi bir duruma getiren ve kâfirleri sarhoş eden bir dumanın çıkışı ve bütün yeryüzünü kaplaması.

Kıyametin büyük alametlerinden dumandır bu duman hakkında Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

“Göğün, insanları bürüyerek açık bir duman çıkaracağı günü gözetle! Bu, elem verici bir azaptır. (İşte o zaman insanlar):−Rabbimiz! Bizden (bu) azabı kaldır, doğrusu biz artık iman edenleriz. (derler)” (Duhân 10, 12)

KIYAMET ALAMETLERİ DECCAL
Hz. Peygamber’e atfedilen rivayetlerden hareketle kıyametin büyük alâmetleri arasında zikredilen hârikulâde olaylara dair benimsenen inançlara göre âhir zamanda deccâl adı verilen ilginç bir insan ortaya çıkacak, ulûhiyyet niteliklerine benzer özelliklere sahip olup ilâhlık iddiasında bulunacak ve büyük bir fitne kopararak insanları hak yoldan saptıracaktır (Buhârî, “Fiten”, 26-27; Müslim, “Fiten”, 100-110; Nevevî, XVIII, 58).

Deccâlin ardından Sünnîler’e göre asıl adı Muhammed b. Abdullah, Şiîler’e göre ise Muhammed b. Hasan olan ve Ehl-i beyt soyundan gelen mehdî zuhur ederek deccâli öldürdükten sonra İslâm dinini kısa sürede yayıp yeryüzünde hâkim kılacak ve bütün kötülükleri ortadan kaldırıp adaleti tesis edecektir (İbn Kesîr, I, 24-32).

DECCAL İLE İLGİLİ HADİSLER - DECCAL HAKKINDA BİLGİ

Mehdînin zuhurunun ardından Hz. Îsâ âdil bir hakem ve yönetici olarak gökten inecek, haçı kırıp domuzu öldürecek, vergiler koyup zenginlik sağlayacak, mehdînin arkasında namaz kılıp ona yardım edecek (İbn Mâce, “Fiten”, 33; İbn Kesîr, I, 52, 145-146), aynı dönemde ortaya çıkarak yeryüzünü fesada boğacak olan Ye’cûc ve Me’cûc onun yapacağı dua sayesinde Allah tarafından bir anda helâk edilecektir (Hammûd b. Abdullah et-Tüveycirî, III, 174).

Ebû Hüreyre (r.a)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v) söyle buyurmuştur:

“Yedi sey gelmeden evvel, sâlih ameller islemekte acele ediniz! Yoksa gerçekten siz;

1. (İbadeti, haram ve helâl hudutlarını) unutturan fakirlik,

2. Azdıran zenginlik,

3. (Her seyi) bozup perisan eden hastalık,

4. Aklı ve idrâki zaafa uğratarak saçma-sapan konusturan ihtiyarlık,

5. Ansızın geliveren ölüm,

6. Gelmesi beklenen seylerin en serlisi Deccâl ve,

7. Kıyametten baska bir sey mi beklediğinizi sanıyorsunuz? Kıyâmet ise, belâsı en müthis ve en acı olandır.” (Tirmizî, Zühd, 3/2306)

İnsanlar onu bilsinler ve sakınsınlar diye birçok özellikleri Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tarafından bizlere şu şekilde bildirilmiştir:

1) Deccal Yahudi’dir!

2) Deccal Kâfirdir!

3) Deccal Kısırdır!

4) Deccal, İnsanı Öldürüp Diriltir!

5) Deccal, Çok Kuvvetlidir!

6) Deccal, Çok Hızlıdır!

7) Deccal, Kalın Boyunludur.

8) Deccal’in Alnı Açıktır.

9) Deccal, Kırmızı Yüzlüdür.

10) Deccal, İri Yarı Biridir.

11) Deccal, Kısa Boyludur.

12) Deccal’in Bacakarının Arası Açıktır.

13) Deccal, Sevimsizdir.

14) Deccal, Gençtir.

15) Deccal, Çukur ve Tümsek Olmayan Bir Halde Silme Düzdür.

16) Deccal’in Saçı Oldukça Kıvırcıktır!

17) Deccal’in İki Gözü Arasında Kâfir Yazılıdır!

18) Deccal’in Gözü Cam Gibi Yeşildir!

19) Deccal’in Sağ Gözü Kör veya Şaşıdır!

20) Deccal’in Sol Gözü Sönük veya İçi Çıkartılmış Üzüm Tanesi Gibidir!

21) Deccal’in Ayakları Dengesiz ve Çarpıktır!

22) Deccal’in Yanında Akar İki Nehir Vardır!

23) Deccal, Gökyüzüne Emrettiğinde Yağmur Yağar!

24) Deccal, Toprağa Emrettiğinde Sebze ve Meyve Çıkar!

25) Deccal, Toprağa Emrettiğinde Hazinelerini Çıkartır!

26) Deccal, Hayvanların Memelerindeki Sütünü Artırır!

27) Deccal, Sebzelerin ve Meyvelerin Bereketini Artırır!

28) Deccal’in Yanında Ekmekten ve Etten Dağlar Vardır!

(Buhari 6976, 6980, Müslim 2933, 2934, 2937, 2942, Ebu Davud 4316, 4320, Ahmed 2/291, 7892, 4/20, 16368)

Muaz (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

‘Beytü’l-Makdis’in imarı Medine’nin harabına, Medine’nin harabı büyük savaşın çıkışına, büyük savaşın çıkışı İstanbul’un fethine, İstanbul’un fethi de Deccal’in çıkışına delalet eder’ buyurdu.” (Ebu Davud 4294)

KIYAMET ALAMETLERİ DABBETÜ'L-ARZ

“Yer hayvanı” anlamına gelen dâbbetü’l-arzla ilgili âyetlerde belirtildiğine göre ilâhî hüküm gerçekleşince yerden bir dâbbe (hareket eden varlık) çıkarılacak ve insanların Allah’ın âyetlerine inanmadıklarını söyleyecektir (en-Neml 27/82).

Bu hususta Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

(Kıyametin kopacağına dair) o söz başlarına gelince, onlar için yerden kendilerine bir dâbbe (canlı bir yaratık) çıkarırız. O, onlara insanların âyetlerimize kesin olarak inanmadıklarını söyler. (Neml 82)

Mahiyeti konusunda herhangi bir bilgi bulunmadığından dâbbetü’l-arzın çıkacağına inanmakla yetinmek bu konudaki en isabetli tutumdur (Yûsuf b. Abdullah el-Vâbil, s. 412-415). Hadislerde kıyamet alâmetleri arasında geçen, Hz. Îsâ’nın nüzûlü ve ölümünden sonra çıkacağına inanılan dâbbetü’l-arzın ilgili âyetlere bakılırsa kıyametin kopma sürecinde gerçekleşeceği ihtimali akla gelmektedir.

Kıyamete oldukça yakın bir vakitte ortaya çıkacak alışkın olunmayan alametlerden biride Dabbe’nin canlı hayvanın bir kuşluk vakti insanların arasına çıkması ve onlarla konuşmasıdır.

KIYAMET ALAMETLERİ GÜNEŞİN BATIDAN DOĞMASI

Evrenin tek hâkimi Allah'ın emriyle güneş batıdan doğacak, bu olaydan sonra iman edenlerin imanı, kendilerine hiçbir fayda vermeyecektir.

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in bildirdiğine göre, güneş batıdan doğmadan kıyamet kopmayacaktır. Güneşin battığı yer tarafında genişliği yetmiş yıllık mesafe olan bir kapı vardır ki, buna tevbe kapısı denilir.

Bu kapı, güneş batıdan doğuncaya kadar daima açık olacak ve tevbe eden herkesin tevbesi kabul edilecektir. Güneşin battığı yerden doğması hadisesi vuku bulduğunda, o kapı da kapanacak ve artık hiç kimseden tevbe kabul edilmeyecek, daha önce iman etmemiş veya imanından bir hayır elde edememiş insanların imanları kendilerine bir fayda sağlamayacaktır.

KIYAMETİN İLK ALAMETİ GÜNEŞİN BATIDAN DOĞMASI - VİDEO

Hâlbuki o dehşetli alameti gören bütün insanlar iman edecekler, ancak bu geçersiz bir iman olacaktır. Yine kavranması zor, ancak iman edilmesi vacip olan gaybî haberlerden birisi de Allah Rasulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in bildirdiği şu olaydır.

Ebu Zerr (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Güneş her gün battıktan sonra Arş’ın altındaki müstekarrına karar kılma, yerleşme yeri gider ve secde etmek için izin ister. Kendisine secde için izin verilir, secde eder ve bu halde kalır.

Nihayet kendisine:

−Kalk, geldiğin yerden geri dön! denilir. Bu hal rutin olarak ta ki insanların her türlü çirkinliği aşikâre yaptığı bir döneme kadar her gün devam eder.

Belirlenen o vakit geldiğinde güneşe:

−Kalk ve battığın yerden doğ! denilir. Bunun üzerine güneş batı tarafından doğar. Bu alamete şahit olan insanların hepsi imana gelir, ancak tevbe kapısı artık kapanmıştır. İşte o gün, şu ayette bize bildirilen gündür:

“…Rabbinin ayetlerinden/delillerinden bazısı geldiği gün, önceden iman etmeyen veya imanından bir hayır kazanmayan kimseye (o günkü) imanı hiçbir fayda vermez.” En’am 158

(Buhari 3017, 4362, 4696, 6974, Müslim 157, 159, Ebu Davud 4310, 4312, Tirmizi 2281, 3265, 3266, 3763, 3764, İbni Mace 4068, 4070, Ahmed 5/145, 21625, 21679, 21734, 21791, 21874, İbni Kesir Tefsiri 6/2873, 2878)

KIYAMET ALAMETLERİ YE'CÛC VE ME'CÛC'ÜN ÇIKMASI

Bu isimde iki topluluğun yeryüzüne dağılarak bir süre bozgunculuk yapmaları da kıyametin bir başka büyük alâmetidir.

Allah-u Teâlâ, İsa (Aleyhisselam)’ın eliyle Deccal fitnesini ortadan kaldırdıktan sonra diğer büyük bir fesat daha ortaya çıkacaktır ki o da, Ye’cüc ve Me’cüc isimli iki kavmin yeryüzünü istila etmeleridir. Bu olay İsa (Aleyhisselam) henüz hayattayken olacaktır.

Allah-u Teâlâ, Kur’an’da iki yerde bu iki kavimden bahsetmektedir.

Dediler ki: “Ey Zülkarneyn! Ye’cüc ve Me’cüc (adlı kavimler) yeryüzünde bozgunculuk yapmaktadırlar. Onlarla bizim aramıza bir engel yapman karşılığında sana bir vergi verelim mi?” (Kehf 94)

Nihayet Ye’cüc ve Me’cüc’ün önü açıldığı zaman her tepeden akın ederler. Gerçek vaad (kıyametin kopması) yaklaşır, bir de bakarsın inkâr edenlerin gözleri açılıp donakalmıştır. “Eyvah bizlere! Doğrusu biz bundan gafildik. Hatta biz zalim kimselermişiz” derler. (Enbiya 96, 97)

KIYAMET ALAMETLERİ HZ. İSA'NIN GÖKTEN İNMESİ

Hz. Îsâ kıyametin kopmasına yakın gökten inecek, insanlar arasında adaletle hükmedecek, Hz. Peygamber'in dini üzere amel edecek, deccâli öldürecek, sonra da ölecektir.

İsa (Aleyhisselam), hamamdan yeni çıkmış gibi kızıl, buğday tenli, esmerlerin en güzelinden, kıvırcık uzun saçlı, saçları taranmış, orta boylu ve geniş göğüslüdür. Yeryüzüne indiği anda üzerinde sarımsı iki parça elbise bulunacak, başını eğdiğinde su damlayacak ve başını kaldırdığında su damlacıkları inci taneleri gibi dökülecektir.

Nefesi, gözünün gördüğü yere kadar yayılacaktır. İsa (Aleyhisselam)’ın nefesini hisseden her kâfir derhal ölecektir. Beytü’l-Makdis’e yakın ve bilinen bir belde olan Lüdd Kapısı civarında Deccal ile karşılaştıklarında, Deccal tuzun suda eridiği gibi eriyecek ancak İsa (Aleyhisselam) onu kendi elleriyle öldürecektir.

İsa (Aleyhisselam)’ın yeryüzünde kalacağı süre hakkında sahih olarak iki rivayet vardır, 7 ve 40 sene. Âlimler bu rivayetlerin arasını şöyle cem etmişlerdir:

İsa (Aleyhisselam)’ın göğe yükseltildiğinde 33 yaşında olduğuna dair rivayetler vardır. Dünyaya inmesinden sonra ise yedi sene daha kalacak ve toplam ömrü kırk yaş olacaktır. En doğrusunu Allah bilir.

Buhari 3257, 3259, Müslim 168/272, 169/273, 2937/110, 2940/116, Ebu Davud 4324

KIYAMET ALAMETLERİ YER ÇÖKÜNTÜSÜ

Biri doğuda, biri batıda, biri de Arap yarımadasında olmak üzere üç yer çöküntüsü meydana gelecektir.

Kıyametin kopmasından önce vuku bulacak büyük alametlerin zikredildiği hadiste üç büyük hasıftan bahsedilmekte, ancak bunun teferruatı hakkında pek bilgi verilmemektedir. (Müslim 2901/39, Ebu Davud 4311, Tirmizi 2274, İbni Mace 4055)

Hasıf, yere batma ve yerin çökmesi şeklinde olur. Nitekim eski ümmetlerden bazısı işledikleri günahlardan dolayı yere batırılarak cezalandırılmıştır. Kibirli bir şekilde yolda yürürken yere batırılan ve kıyamet gününe kadar da batırılacağı haber verilen kişi de bu şekilde cezalandırılanlardandır. (Buhari 5850)

KIYAMET ALAMETLERİ ATEŞ ÇIKMASI

Göğün açık bir duman getireceği günü bekle. (O duman) insanları bürür. Bu, elem dolu bir azaptır. İnsanlar, “Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır, çünkü biz artık inanıyoruz” derler.

Hicaz taraflarında büyük bir ateş çıkacak ve her tarafı aydınlatacaktır.

Kıyametin büyük alametlerinden dumandır bu duman hakkında Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de bu duman hadisesinden çeşitli kereler bahsetmiş ve kısmen teferruatını haber vermiştir. Buna göre kıyamete yakın bir vakitte apaçık olacak ve herkes tarafından görülecek bir duman gökle yer arasında meydana gelerek insanları saracaktır.

Bu duman sebebiyle insanlar azap duyacaklar, mü’minler nezleye tutulmuş gibi olacaklar, kâfirlerin de nefesleri kesilecek, şişecekler, kızaracaklar ve sonunda duman kulaklarından çıkacaktır. Bir rivayete göre bu duman yeryüzünde 40 gün kalacaktır. Neticede insanlar, bunun Allah tarafından kendilerine gönderilen bir ikaz ve azap olduğunu anlayacaklar, akabinde bu azabı kaldırması için Allah’a dua edeceklerdir.

“Biz azabı birazcık kaldıracağız ama siz yine (eski halinize) döneceksiniz.” Duhân 15. ayetinden Allah-u Teâlâ’nın onlardan bu duman azabını istekleri üzere kaldıracağı, ancak onların âdetleri üzere tekrar küfre geri dönecekleri ve bu ikazı da kulak arkası edecekleri anlaşılmaktadır.

“Fakat biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün (kıyamet günü), kesinlikle intikamımızı alırız.” Duhân 16. ayetinden de Allah-u Teâlâ’nın onları azaplandırma işini, gözlerin korkudan dışarı fırlayacağı kıyamet gününe ertelemekte olduğu anlaşılmaktadır. O şiddetli günün azabından Allah’ın rahmetine sığınırız!..

Müslim 2798/39, 2901/39, Nevevî Müslim Şerhi 5/2744, İbni Kesir Tefsiri 13/7180, 7185, Ölüm Ötesi Tarihi 146, 148

Kaynaklar: Diyanet Akaid Bölüm3 - Diyanet İlmihal- Erkam İslam İlmihali - sahihhadisler.com - ilamtv.com

İslam ve İhsan

KIYAMET ALÂMETLERİ: ZİNÂ VE BİNALARIN ÇOĞALMASI

Kıyamet Alâmetleri: Zinâ ve Binaların Çoğalması

KIYAMET ALAMETLERİ

Kıyamet Alametleri

KIYAMET NASIL KOPACAK?

Kıyamet Nasıl Kopacak?

KIYAMET NE ZAMAN KOPACAK?

Kıyamet Ne Zaman Kopacak?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.