Kıyamet Nasıl Kopacak?

Kıyametin kopması târih boyunca insanlar tarafından hep kabul edilegelmiştir. Peki kıyamet nedir, kıyamet ne zaman ve nasıl kopacak?

Dünya hayatı tamamlanıp bittikten sonra büyük meleklerden İsrâfîl’in Sûr’a üfürmesiyle kıyamet kopacaktır.[1] Kalkmak, dikilmek ve dirilmek gibi mânâlara gelen “kıyâmet”, kâinatın nizamının bozulması, her şeyin altüst olarak yok olması ile tüm insanların yeniden diriltilerek ayağa kaldırılması ve Allah’ın huzûrunda durdurulması demektir.[2] Kur’ân’ın bildirdiğine göre kıyâmet kesin olarak gerçekleşecektir. Bunda asla şüphe yoktur. Alâmetleri zuhur etmiş, zamanı da yaklaşmıştır.[3]

KIYAMETİN KOPMASI

Kıyametin kopması târih boyunca insanlar tarafından hep kabul edilegelmiştir. Gerek Hinduizm ve Budizm gibi zamanın devrî olduğunu ve karma-tenâsuh inancına bağlı olarak dünya hayatının sürüp gittiğini kabul eden görüşler, gerek zamanın düz bir hat şeklinde seyrettiğini kabul eden semâvî dinler, bazı farklılıklarla da olsa, kıyâmete inanmakta, hayatın sonlu olduğunu kabul etmektedir.[4]

KUR’AN’DA KIYAMET AYETLERİ

Kur’ân’da bildirildiğine göre, kıyâmetin kopmasıyla öylesine dehşetli manzaralar ortaya çıkacak ki; gök yarılacak, erimiş maden hâline gelecek, Güneş ve Ay kararacak, yıldızlar dağılıp dökülecek, dağlar atılmış yün gibi olacak, denizler kaynatılacak ve fışkıracak, cehennem alevlendirilecek ve cennet yaklaştırılacaktır. Gözler dehşetten kamaşacak, insanlar kaçacak, fakat sığınacak bir yer bulamayacaktır. Bu dehşetli manzara sebebiyle, pek kıymetli olan on aylık gebe develer bile salıverilecek, yabânî hayvanlar bir araya toplanacaktır. Kimse dostunu sormayacak, kulakları sağır edecek bir ses ve korkunç bir sarsıntı sebebiyle emzikli kadınlar kucaklarındaki çocuklarını unutacak, hâmile kadınlar bebeklerini düşürecek, insanlar sarhoşmuş gibi görünecektir. Günahkâr bir insan o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak yavrularını, eşini, kardeşini, kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada var olan insanların tamamını verip kendisini kurtarmak isteyecektir.[5] Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:

“Onlar, Allah’ın kudret ve azametini hakkıyla takdir edemediler, O’na lâyık tâzimi göstermediler. Hâlbuki bütün bir dünya kıyamet günü O’nun avucunda, gökler âlemi de bükülmüş olarak elinin içindedir. Böyle bir azamet ve hâkimiyet sahibi olan Allah, onların uydurdukları şeriklerden yücedir, münezzehtir. Sûra üflenir; Allah’ın diledikleri hâriç, göklerde ve yerde kim varsa çarpılıp cansız yere düşer. Sonra ona bir daha üflenir: Bir de bakarsın bütün insanlar, kabirlerinden ayağa kalkmış, etrafa bakınıp duruyorlar.” (Zümer, 67-68)

Âyet-i kerime, yüce Allah’ın kudretindeki kemâli ve zihinleri hayrette bırakan büyük fiillerin bile O’nun kudreti karşısında çok basit kaldığını hatırlatıyor. Cenâb-ı Hak, misal vermek ve hâdiseyi hayâlimizde canlandırmak sûretiyle meseleyi daha kolay anlamamızı sağlıyor.[6]

KIYAMETİ HİSSETMEK

Rasûlullah (s.a.v), kıyâmeti gözüyle görür gibi hissetmek isteyen kimsenin Tekvir, İnfitar ve İnşikâk sûrelerini okumasını tavsiye etmiştir. (Tirmizî, Tefsir, 81/3333)

Bilimsel çalışmaların vardığı neticeler de, Kıyâmet’in dehşetli olacağını göstermektedir. Bilim adamları, kâinat sisteminin mühim bir parçası olan Güneş’in sonunu şöyle tahmin etmektedir:

“Orta kütleli bir yıldız olan Güneş, belli bir zaman sonra kırmızı dev aşamasına gelecek. Helyum yakıtı azalan ve çekirdekte ve çevresinde gerçekleşen termonükleer tepkimelerin yol açtığı ışımanın basıncıyla giderek şişen Güneş’in çapı, yaklaşık 300 kat artacak. Bu esnâda yüzeyi Dünya’ya iyice yakınlaşacak, hatta belki Dünya, Güneş’in dış katmanının içinde kalacak. Genişlemeyle birlikte, Güneş’in yüzey sıcaklığı 3500 dereceye kadar düşecek ve kırmızı renkli bir görünüm alacak. Güneş’in yüzeyinin soğumasına karşı, yüzey alanı çok artacağı ve gezegenimize yaklaşacağı için, Dünya yaşanamaz hâle gelecek. Işınımın oluşturacağı basınç ve sıcaklığın tesiriyle tüm su buharlaşacak, Dünya sıcak ve kuru bir kayaya dönüşecek. İlerleyen süreçte, genişleyerek soğuyan katmanlar yeniden büzüşecek ve böyle birkaç «zonklama» sürecinin ardından, Güneş’in dış katmanları bir gezegenimsi bulutsu oluşturacak şekilde uzaya savrulacak. Güneş’ten geriye çok yoğun, çok sıcak ve parlak, ancak Dünya kadar küçük bir çekirdek kalacak. Bu beyaz cüce, milyonlarca yıl içinde soğuyarak yavaş yavaş gözden kaybolacak ve bir kara cüce haline gelecek.”[7]

Dipnotlar:

[1] Neml, 87; Zümer, 68; Hâkka, 14-16. [2] Bkz. Râğıb, Müfredât, “kvm” md., 417-418; Lisânü’l-Arab, “kvm” md.; Bekir Topaloğlu, “Kıyâmet” md., DİA, XXV, 517. [3] Hicr, 85; Hac, 7; Muhammed, 18; Kamer, 1. [4] Topaloğlu, “Kıyâmet” md., DİA, XXV, 516. [5] Bkz. Hac, 1-2; Meâric, 8-14; Kıyame, 6-12; Tekvir, 1-13; İnfitâr, 1-5. Kıyametin meydana gelmesindeki azametle ilgili ayrıca bkz. İbrâhîm, 48; Tâhâ, 105-107; Kamer, 7-8; Hâkka, 14-16; Müzzemmil, 14; Murselâr, 8-11; Abese, 34-42; İnşikâk, 1-5; Kâria, 1-5. [6] Bkz. Zemahşerî, V, 170; Ebu’s-Suûd, VII, 262; Yazır, M. Hamdi, VI, 4136, (Zümer, 67-68). Kur’ân’ın tasvir metodu, küllî ve kapsamlı olan hakikatleri, insandaki sınırlı idrakin tasavvur edebileceği küçük kesitler hâlinde vermek sûretiyle meselenin rahat anlaşılmasını sağlar. (Seyyid Kutub, Fî Zılâl, V, 3061, [Zümer, 67]) Bazı rivayetlerde, yedi kat semâ ile yedi yerin kıyamet günü ilâhî kudret karşısındaki durumu, avuç içindeki hardal tanesine veya cevize benzetilir. (Taberî, XXIV, 32-33, [Zümer, 67]). [7] http://www.biltek.tubitak.gov.tr, Evren/Güneş Sistemi/Güneş Sisteminin Sonu.

Kaynak: Dr. Murat Kaya, Ebedi Yol Haritası İslam, Erkam Yayınları

 

İslam ve İhsan

KIYAMET ALAMETLERİ

Kıyamet Alametleri

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Onu allah bilir kübra abla

    bu hayata o kadar bağlanmışız ki............. bir anda ölüvermek çok kötü geliyor kulağa. oysa tek tutanağımız allah(cc.) iken. insan dünyaya o kadar emek harcamış ki, ahirete hiçbirşey kalmamış. insan unutmuş....... insan sonunu bir anda unutuvermiş olsa gerek ki Allah'a şirk koştuklarının farkına varamamışlar... ZİNA YOLUNDA KOŞTUKLARININ, ŞEYTANA ARKADAŞ OLDUKLARININ FARKINA VARAMAMIŞLAR....

    Ölümden döndü korkuyorum 20 yaşında ölüm Kesin olmaz demi lütfen kesin bilgi kafayı yiyecegim yahu yaaa

    Yazılarınızı ilgi ile takip ediyorum hepsi birbirinden güzel ve özel onları okuyunca inanın çok aydınlanıyorum sizi Facebook üzerinden tanıtım (islam ve ihsan) ama nasıl benim Facebook sayfamda oldunuz onu bilmiyorum şimdi size minnettarım cunku ben bi lut'tum tam duzelmesemde duzulmeye yolu düzeltmeye calışıcam sizinde bu tarz ufuk acan yazılar paylaşmanın da faydası var tabi bu gorunmez iyilik için tşk bençe

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.