Kıyâmet Suresinin Meali
Kıyâmet sûresi kaç ayettir? Kıyâmet sûresinin anlamı veyahut mealini yazımızda okuyabilirsiniz...
Kıyâmet sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 40 âyettir. İsmini, birinci ayetinde geçen اَلْقِيٰمَةُ (kıyâmet) kelimesinden alır. Sûre, لَٓا اُقْسِمُ (lâ uksimü) ismiyle de anılır. Mushaf tertîbine göre 75, iniş sırasına göre ise 31. sûredir.
KIYAMET SURESİNİN MEALİ
Kıyâmet sûresi, 40 âyettir.
- Yemin ederim o kıyâmet gününe.
- Yemin ederim pişmanlık duyup dâimâ kendini kınayan nefse ki, siz mutlaka diriltilip hesâba çekileceksiniz!
- Ne o, yoksa insan kendisinin kemiklerini toplayıp bir araya getiremeyeceğimizi mi sanıyor?
- Evet! Hem de özel çizgileriyle birlikte parmak uçlarına varıncaya kadar bizim onu yeniden yaratıp düzenlemeye gücümüz yeter.
- Fakat insan suç işleyip durmak için önündeki kıyâmeti inkâr etmek ister.
- Alay ederek: “Ne zamanmış o kıyâmet günü?” diye sorar.
- Korkudan gözlerin kamaşıp kararacağı,
- Ayın ışığının silinip gideceği,
- Güneşle ay bir araya getirileceği zaman:
- İnsan o gün: “Kaçacak yer neresi?” diyecek.
- Hayır! Kaçıp sığınacak hiçbir yer yoktur!
- O gün herkesin varıp duracağı yer, yalnız Rabbinin huzurudur!
- O gün insana yapıp önden gönderdiği ve yapmayıp geride bıraktığı her şey haber verilir.
- Artık insan kendi aleyhinde bir şâhit ve bir delildir;
- Kurtulmak için türlü türlü mazeretler ileri sürse de!
- Rasûlüm! Sana vahyedilen âyetleri hemen ezberleyip bellemek için dilini kıpırdatma.
- Çünkü onu senin kalbinde toplayıp ezberletmek de, onu dilinde akıtıp okutmak da bize aittir.
- Biz onu sana okuduğumuzda, sen de onun okunuşunu tâkip et.
- Sonra onu açıklamak da elbette bize ait bir iştir.
- Hayır, hayır! Siz peşin olan dünya hayatını ve onun fânî nimetlerini çok seviyorsunuz.
- Âhireti ise bir kenara bırakıyorsunuz.
- Yüzler var, o gün mutluluktan ışıl ışıl parlayacak.
- Sonsuz bir huzur ve saâdet içinde Rablerinin cemâline bakacak.
- Yüzler de var, o gün asılacak, buruşacak.
- Çünkü kendisine, bel kemiklerini kıracak belâlı ve korkunç bir şeyin yapılacağını anlayacak.
- Hayır, hayır! Can köprücük kemiğine dayandığı,
- “Yok mu bunu iyileştirecek, şifa verip kurtaracak?” dendiği zaman,
- Can çekişen kişi, bunun gerçek bir ayrılış olduğunu anlayacak.
- Ölüm acısıyla kıvranıp, bacağı bacağına dolaşacak.
- İşte o gün Rabbine doğru ebedî yolculuk başlamış olacak.
- O kişi dünyada ne dini doğrular, ne de namaz kılardı.
- Tam tersine, dini yalanlar ve onun gereklerinden yüz çevirirdi.
- Üstelik yaptığıyla övünerek, çalımlı çalımlı dostlarının yanına giderdi.
- Yazıklar olsun sana! Helâk olasın!
- Sonra yazıklar olsun sana! Helâk olasın!
- İnsan, başıboş bırakılacağını ve yaptıklarından hesâba çekilmeyeceğini mi sanıyor?
- Yoksa o, başlangıçta akıtılan menîden bir damlacık nutfe değil miydi?
- Sonra rahim duvarına tutunmuş cenin hâlini aldı. Derken Allah ona güzel ve düzgün bir biçim verdi.
- Sonra da ondan erkek ve dişi eşler yarattı.
- Peki, bütün bunları yapan Allah’ın, ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?
Kaynak: kuranvemeali.com
YORUMLAR