Körfez Ülkelerine Uyarılar!
İran’ın yayılmacı politikalarından endişe duyan Körfez ülkeleri Beyaz Saray’daki yeni yönetimin İran’ı hedef tahtasına koyan politikasından oldukça memnunlar. İran Devrim Muhafızları’nın terör örgütleri listesine dâhil edilmesi düşüncesinin Trump’ın İran’ı köşeye sıkıştırma stratejisinin bir parçası olduğu belirtiliyor. Ancak Trump’ın terör örgütleri listesinde Müslüman Kardeşler de bulunuyor.
Birçok Körfez ülkesi, daha doğru ifadeyle Katar hariç bütün Körfez ülkeleri Trump’ın ılımlı, radikal ayrımı yapmadan bütün islami hareketleri terörist örgütler listesine dâhil etmesine itiraz etmiyorlar. Hatta onaylıyorlar. Çünkü siyasi olarak kendilerinin de işine geliyor bu durum.
Ancak siyasi analizlerde, “Ilımlı” islamî hareketlerin demokratik yollarla iktidara gelmesini engelleyen Körfez ülkelerinin İran’ın yayılmacılığına en az ABD kadar katkıda bulundukları gerçeğinin altı çizilerek bölge ülkelerinin bu tutumlarını sürdürmeleri halinde ortaya çıkacak risklere işaret ediliyor. Bunların başında da bölgenin daha çok radikalleşmesi zikrediliyor…
Londra Merkezli düşünce kuruluşu Chtaham House araştırmacısı ve gazeteci Hüseyin Abdül Hüseyin, milyonlarca Amerikalının Trump’ın Müslümanlara yönelik seyahat yasağını protesto etmesine rağmen, bazı Arap ülkelerinin destek açıklamasında bulunmasının ya da böyle bir yasak yokmuş gibi davranmış olmasınının şaşırtıcı olduğuna işaret ederken aynı zamanda bazı uyarılarda bulunuyor Arap liderlere. Diyor ki Abdül Hüseyin;
“Müslüman Arap yetkililer, Trump’ın başının sadece “siyasi İslam”la hoş olmadığına inanıyor; halbuki Trump’ın ılımlı Müslümanlarla radikallerin arasındaki farkı dahi bilmiyor olması kuvvetle muhtemel. Trump’a ve onun gündemini belirleyen ekibe göre Müslümanlar, Araplar, Türkler ve İranlılar arasında gerçekte hiçbir fark bulunmuyor. Trump ve yandaşları Müslüman Araplarla gayri-Müslim Araplar, Müslüman İranlılarla gayri-Müslim İranlılar arasında da bir fark göremiyorlar.”
Abdül Hüseyin, Trump’ın “iyi bir Müslümanla” “kötü bir Müslümanı” birbirinden ayırabileceğini düşünen yöneticilerin yakın zamanda yanılabilecekleri uyarısında da bulunuyor ve ekliyor: “Kısa vadeli siyasi kazanımlar elde etmek için Trump’ın bir müttefik olarak görülmesinin, yanlış kaynaklardan beslenerek oluşturulmuş bir politika olduğu ortaya çıkabilir. En sevmediği grup olan Müslümanlarla işi bittikten sonra Trump’ın, bu Müslümanlardan kurtulmasına yardım eden diğer Müslümanların peşine düşmesi an meselesi olabilir ve Trump, Müslümanlarla işi bittikten sonra Çinlilerin, Hintlilerin (veya danışmanlarının Batı’dan daha aşağı bir medeniyet seviyesinde gördüğü herhangi bir milletin) üstüne yürüyebilir.”
Kaynak: Beytullah Demircioğlu, Altınoluk Dergisi, 373. Sayı