Koronavirüste Obezite Tehlikesine Dikkat

Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Çağ, obezitenin birçok sağlık sorununun sebebi olduğunu belirterek, bazı ülkelerde yeni tip koronavirüs hastalarının çoğunluğunu obezlerin oluşturduğunu kaydetti.

Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Murat Çağ, yaptığı açıklamada, obezitenin, tip 2 diyabetin, hipertansiyonun ve nefes alma problemlerinin sebebi olduğunu anlattı.

Koronavirüsle mücadelede obezitenin göz ardı edildiğini söyleyen Çağ, şunları kaydetti:

"Şişmanlık hastalığına yakalananlar, küçük bir darbeye ihtiyaç duyuyor o da Kovid-19 oldu. Bu nedenle Hollanda, Fransa ve Amerika'nın yoğun bakım istatistiklerine baktığınız zaman Kovid-19 hastalarının çoğunluğunu obezlerin oluşturduğunu görüyorsunuz. Kovid-19 vakalarında, obezitenin bir ölüm riski olduğunu anlatamıyoruz, oysa elimizde istatistik veriler var. Bir diğer önemli konu da yoğun bakıma giden hastaların yüzde 78'inin ek problemi, hastalığı var. Kovid-19 hastalarında tehlikenin başını obezite çekiyor, çünkü obezite, akciğer problemlerinin ve diyabetin müsebbibidir."

Obezitenin insanları "kırılgan" bir hale dönüştürdüğünü belirten Çağ, sözlerini şöyle tamamladı:

"Şişmanlık hastalığını ortadan kaldıracak her şey bizim faydamızadır. Oruçla ilgili bugüne kadar yapılan çalışmalar, hiçbir şekilde orucun sağlığımızı bozduğunu göstermedi. Koronavirüs de immünite ile ilgilidir. Eğer immünite sağlamsa, obezite, hipertansiyon ve kronik akciğer rahatsızlıkları gibi ek hastalığınız yoksa, o zaman çok küçük bir olasılıkla başınıza yoğun bakım ve makineye bağlanma gibi bir durum gelmeyecektir."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.