Kötü Sıfatlar Kalbinde Durmasın!
Ebû’l-Hasan Harakani Hazretleri nefsi arındırıp kemâle erdirmenin yollarını anlatıyor.
Harakani Hazretleri, nefsin tezkiye ve terbiyesi hususunda şöyle buyururdu:
“Allah -celle celâlühû- sizi dünyaya temiz olarak getirdi; siz de O’nun huzûruna kirli olarak gitmeyiniz!”[1]
HAK DOSTLARI MANEVİYATTA NASIL YÜKSELİYOR?
Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:
“Rab’lerine karşı gelmekten sakınanlar ise, bölük bölük Cennet’e sevk edilir, oraya varıp da kapıları açıldığında bekçileri onlara: «Selâm size! Tertemiz geldiniz. Artık ebedî kalmak üzere girin buraya!» derler.” (ez-Zümer, 73)
“Yüce mertebelere ulaşan Hak dostları, ihlâsla yaptıkları amelleri yanında, nefislerini de tezkiye ettikleri için yükseliyorlar.”[2]
“Nasıl ki namaz ve oruç farzdır, îfâsı mecbûrîdir, aynı şekilde gönülden kibri, hasedi ve hırsı bertaraf etmek de zarurîdir.”[3]
Zira ahlâkımızın seviye kazanması, ibadetlerimizin kabûlünün en büyük alâmetidir.
KİBİR, HASET VE RİYA KÖTÜ SIFATLARI KALBİNDE DURMASIN
Yine Harakānî Hazretleri talebelerine şöyle buyurmuştur:
“Tandırdan elbisene bir kıvılcım sıçrasa, hemen onu söndürmeye koşuyorsun! Peki dînini yakacak olan bir ateşin, yani kibir, haset ve riyâ gibi kötü sıfatların kalbinde durmasına nasıl müsâade edebiliyorsun?!”[4]
“Çok ağlayınız, az gülünüz; çok susunuz, az konuşunuz; çok infâk ediniz, az yiyiniz; başınızı yastıktan uzak tutunuz! (Uykunun esiri olup da iç dünyanızı hantallaştırmayınız!)”[5]
Harakānî (r.a.) daha çok hüzün hâlinde bulunur, semâ ve rakstan hoşlanmazdı. Özel hırka ve husûsî seccâde gibi şeklî unsurlara ehemmiyet vermezdi.
[1] Harakānî, Nûru’l-Ulûm, s. 258.
[2] Attâr, s. 622.
[3] Attâr, s. 629.
[4] Harakānî, Nûru’l-Ulûm, s. 239.
[5] Attâr, s. 630.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altın Silsile, Erkam Yayınları
YORUMLAR