Küçükçekmece'de 180 Hafız İcazet Aldı

İstanbul Küçükçekmece İlçe Müftülüğüne bağlı Kur'an kurslarında eğitimini tamamlayan 180 hafız için icazet merasimi düzenlendi.

Atakent Hz. Osman Camii'nde, İlçe Müftülüğünce düzenlenen tören, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Küçükçekmece İlçe Müftüsü Hasan Hüseyin Palabıyık, programda yaptığı konuşmada, İstanbul'un 6 Ekim 1923'te işgalden kurtuluşunun yıl dönümüne değinerek, "Rabb'im hiçbir zaman ülkemizi, milletimizi zor durumda bırakmasın." dedi.

Palabıyık, "Bugün de ülkemizin manevi orduları olan evlatlarımız başta Rabb'imizin kitabını ezberlemiş ve öğrenmiş hafızlarımızdan 180'inin şu anda icazet merasimlerini icra edeceğiz. Ne büyük bir mutluluk, ne büyük bir şeref. Rabb'im bu şereften bizleri mahrum eylemesin. Nasip olursa perşembe günü de 60 kadar kız öğrencimizin icazet programlarını yapacağız." diye konuştu.

Hafızları, anne ve babalarını tebrik eden Palabıyık, "Buradan başta yöneticilerimiz olmak üzere belediyesinden STK'lerine, bütün kurumların desteğiyle böyle bir sonuca ulaşıyoruz. Bu son değil, ilçemizde daha nice hafızlarımız yetişiyor ve yetişecek." ifadesini kullandı.

- "Hafızların içinde Sudan'dan gelen ve hafız olan öğrenciler de var"

Küçükçekmece Kaymakamı Mustafa Anteplioğlu ise hafızlığın kolay olmadığını ve ciddi bir fedakarlık gerektirdiğini söyledi.

Bu topraklarda yaşayan insanlar için en önemli değerlerinden birinin de milli ve manevi değerler olduğunu belirten Anteplioğlu, "Hafızların içinde Sudan'dan gelen ve hafız olan öğrenciler de var. Bu da çok kıymetli bir şey." bilgisini paylaştı.

Anteplioğlu, şunları kaydetti:

"İnşallah bundan daha fazla hafız ardından yetişerek geliyor. Bu evlatlarımıza sahip çıkarak dinimize sahip çıkmış olacağız. Onlara birlikte kıymet vereceğiz. Evlatlarımıza teşekkür ediyoruz. Annelerine, babalarına teşekkür ediyoruz. Onları yetiştiren kıymetli hocalara teşekkür ediyoruz. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz."

Konuşmaların ardından 180 hafız, Şeyhü'l Kurra Ramazan Pakdil riyasetinde icazetlerini aldı.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.