Tika, Kudüs'te Mehter Programı Düzenledi

İsrail’in Doğu Kudüs’ü 1967’de işgali sonrası neredeyse unutulmaya yüz tutan İslam komutanı Selahaddin Eyyubi’nin başlattığı Nebi Musa Şenlikleri, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı’nın desteğiyle eski görkemli günlerine yeniden döndürüldü.

Selahaddin Eyyubi’nin 1187 yılında başlattığı Nebi Musa Şenlikleri, Doğu Kudüs’ün işgal edilmesi sebebiyle 1967’den beri kutlanamamış ve asırlardır devam eden gelenek unutulmaya yüz tutmuştu. Bu çerçevede TİKA Filistin Program Koordinasyon Ofisi'nin girişimleriyle şenliklerin yeniden görkemli bir şekilde kutlanmaya başladı. TİKA tarafından gerçekleştirilen proje kapsamında; şenliklerin tanıtımı ve Filistinlilerin katılımı için gerekli çalışmalar yapıldı. Ayrıca Türkiye’den Kültür Bakanlığı Mehteran Takımı şenlikler kapsamında bir konser verdi.

TİKA, bu tarihi kültürel mirası yeniden canlandırarak, Filistin halkına destek olmaya devam ediyor. TİKA’nın girişimiyle, Hz. Musa’nın Eriha’daki mezarı yanında düzenlenen şenlikler törenle gerçekleştirildi. Törene; Türkiye Kudüs Başkonsolosu Büyükelçi Mustafa Sarnıç, TBMM Filistin- Türkiye İlişkileri Dostluk Grubu Komisyon Başkanı AK Parti Milletvekili Murat Yıldırım, TİKA Başkanı Dr.Serdar Çam, Filistin Kültür Bakanı Mahmud Abu Ayşa, Kudüs Yunan Rum Ortodoks Patriği Theophilos, Evfkaf Bakanlığı Genel Müdürü Nuh Zigari, Kudüs Valisi Adnan Huseyni, Eriha Valisi Mecid El Fatyani, TİKA ve Filistinli yetkililer katıldı. Okunan Kuran-ı Kerim ve külliye içinde kılınan Cuma namazı sonrasında şenliğe gelen tüm konuklara öğle yemeği ikram edildi. Daha sonra külliye önüne kurulan platformda Kültür Bakanlığı’na bağlı Mehteran Takımı konser verdi. Filistinlilerin büyük coşkuyla dinlediği konser zaman zaman Filistinlilerin “Başbakan Erdoğan”, “Kardeş Türkiye” sloganlarıyla kesildi. Konser sonrası Filistinlilere seslenen TBMM Filistin-Türkiye İlişkileri Dostluk Grubu Komisyon Başkanı AK Parti Milletvekili Murat Yıldırım da “Filistinli kardeşlerimizin ayağına diken batsa bunun acısını yaşıyoruz. Yalnız değilsiniz. Başbakanımız Erdoğan’la yanınızdayız” diye konuştu.

1397382434_tika-yuzlerce-yillik-gelenegi-mehteranla-canlandirdi-3

Untitled-1

Nebi Musa Şenlikleri

İslam komutanı Selahaddin Eyyubi tarafından Müslümanların gücünü göstermek için 1187 tarihinde başlatılan "Nebi Musa Şenlikleri", 1967’de İsrail’in Doğu Kudüs’ü işgali sonrasına kadar her yıl düzenli olarak yapılıyordu. Nisan ayında Kudüs’te eski şehirden yolan çıkan Müslüman halk, 10 kilometrelik yolu tekbirlerle yürüdükten sonra Eriha yolunda yer alan ve Hazreti Musa’ya nispet edilen makam ve mescit bölgesine ulaşır ve burada kutlamalar yapıyordu. Asırlar boyunca yaşatılan gelenek, Hz. Musa’ya saygının göstergesi olarak Hristiyan hacıların Kudüs’te yoğunlaştığı dönemde gerçekleştirilerek yerleşik bir kültür haline getirilmişti. Özellikle Kudüs’teki sufi grupların öncülük ettiği ve sancakların taşındığı etkinlikler ile Haçlı saldırılarına karşı ciddi direnç gösterilmişti.

Makamı TİKA restore ettiriyor

Şenliklerin yapıldığı Nebi Musa makamı Selahaddin Eyyubi’nin Kudüs’ü fethi sonrasında inşa edildi. TİKA, yıllar içerisinde tahrip olan Nebi Musa makamının bakım ve yenileme çalışmalarını üstlendi. TİKA yenileme çalışmaları sonrası makamın açılışıyla birlikte Osmanlı Arşivleri’nden Nebi Musa ile ilgili temin edilen tüm arşiv ve tarihçeye ilişkin bir de eser yayınlayacak.

Ramallah sokaklarında mehter takımı

Nebi Musa Şenlikleri kapsamında Filistin’de bulunan mehter takımı, Ramallah’ta gösteri sundu. Filistin’in efsanevi lideri Yasir Arafat’ın evinin önünden yürüyüşe başlayan mehter takımı, El-Menara Meydanı’nda Arapça ve Türkçe marşlar seslendirdi. Mehter takımının mensupları, gösterinin ardından Arafat’ın kabrini ziyaret etti. TİKA Filistin Koordinatörü Kürşat Mahmat, yaptığı açıklamada, Filistin’e destek çalışmalarına devam edeceklerini belirterek, Türk-Filistin kültürel mirasını ve sanatını yaşatacaklarını söyledi.

1397382420_tika-yuzlerce-yillik-gelenegi-mehteranla-canlandirdi-8

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.