Kudüs’te Gezilecek Yerler
Kudüs’te görülmesi gereken yerler nerelerdir? Üç ilahi dinin kutsal saydığı Kudüs’te ziyaret edilecek önemli yerler…
Üç ilâhî dinde de önemli bir yere sahip olan ve kutsal sayılan şehir, Kudüs’te; Mescid-i Aksâ Külliyesi dışında çok önemli tarihi ve dini yapılar bulunmaktadır. Kudüs’te Müslümanların ziyaret edebileceği yerlerden bazıları şunlardır:
KUDÜS’TE ZİYARET EDİLECEK YERLER
Kudüs Surları
Kudüs’ün eski kentini çevreleyen şehir duvarlarıdır. Kanuni Sultan Süleymani 1535 yılında yıkılmış surların yeniden inşa edilmesini emretti. İnşaat, 1537-1541 yılları arasında dört yıl sürdü.
Surların uzunluğu 4.018 metre, ortalama yüksekliği 12 metre ve ortalama kalınlığı 2,5 metredir. Surlar 34 gözetleme kulesi ve geçiş için açık olan yedi ana kapıdan ve arkeologlar tarafından açılan iki küçük kapıdan oluşmaktadır.
Kubbetü’s-Sahre veya Hz. Ömer Mescidi
Kubbetü’s-Sahre, İslâm mimarisinin bilinen ilk kubbeli eserlerindendir ve Kudüs’ün fethinden sonra Hz. Ömer tarafından yaptırılan mescidin yerine inşa edildiği için -daha çok Batılılar tarafından- Ömer Camii olarak da tanınır. Binanın üzerinde bulunduğu kutsal kaya (sahre, hacerü’l-muallak) rivayete göre Hz. Mûsâ’nın kıblesidir ve Resûl-i Ekrem’in kıble değişikliğiyle ilgili âyetler (el-Bakara 2/143-145, 149-150) gelinceye kadar namaz kılarken yöneldiği Kudüs’ten maksadın da o olduğu söylenir. (Taberî, Câmiʿu’l-beyân, II, 4; XXVI, 183.)
Kubbetü’s-sahre’nin inşasına 66 (685-86) yılında Abdülmelik b. Mervân’ın görevlendirdiği Recâ b. Hayve ile Yezîd b. Sellâm tarafından başlandı, inşaat 72’de (691) tamamlandı.
Kubbetü’s-sahre, tarihi boyunca bölgeye hâkim olan hemen her hükümdardan büyük ilgi ve saygı görsü, özenle tamir ettirildi. Kudüs’te Ömer Mescidi adıyla anılan başka mabetler de bulunmaktadır.
Mervan Mescidi
Mescid-i Aksa’dan aşağı inen merdivenlerin alt kısmında bulunan Mervan Mescidi, Kudüs’teki en büyük alana sahip yer altı mescididir. Emeviler döneminde inşa edildi.
Haçlılar, Kudüs’ü işgal edince atlarını bağlandıkları bu alana “Süleyman Ahırları” demişlerdir. Uzun süre kullanılmayan, İngiliz işgali ve sonrasında kilitli tutulan yapı, 1997 yılında Mescid-i Aksa Mukaddes Yapı İmar Kurumu’nca temizlenip yeniden ibadete açıldı.
El Hanka El-Salahiye Camii
El Hanka El-Salahiye Camii, Kudüs’ün eski şehrinin Hristiyan mahallesinde, Latin Patrikliği’nin eski sarayı üzerinde yer alır. Selahattin Eyyübi, Kudüs’ü 1187 yılında Haçlılardan alınca buradaki yapıyı camiye çevirdi. El-Salahiye ismi kendisine ithafen verildi. Caminin minaresi, Memlûk döneminde,1417 yılında inşa edildi.
Kudüs veya Davut Kalesi
Kudüs diğer adıyla Davut Kalesi, Yafa Kapısı’nın yanında Kudüs’ün eski şehrine girişte yer alan antik yapıdır.
Yahudi, Roma, Bizans ve ilk İslam devletleri dönemlerinde tahkimatlar yapılmıştır. Kalenin bugün ayakta kalan kısmı Memlük ve Osmanlı dönemlerinden kalmadır.
El-Halil Kapısı
El-Halil diğer adıyla Yafa Kapısı, Kudüs’ün eski şehrinin yedi ana açık kapısından biridir.
El-Halil Kapısı, 1538 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından eski şehir surlarının yeniden inşasının bir parçası olarak açıldı.
Kapıdan içeri girildiğinde iç taş duvarda “Allah’tan başka ilah yoktur, İbrahim, Allah’ın dostudur.” yazılı kitabe vardır.
Ömer İbnu’l-Hattâb Meydanı
El-Halil Kapısı’ndan içeri girince ulaşılan meydan, adını Hz. Ömer’in Kudüs’e ilk defa bu kapıdan girmesinden dolayı almıştır.
Şam Kapısı
Şam, Nablus veya Direk Kapısı, Kudüs'ün doğu bölümünde; Eski Kudüs denen tarihi kısmında yer alan önemli bir sur kapısıdır.
Şam Kapısı, Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1542 yılında, Kudüs surlarının onarımlarının kapsamında inşa ettirildi. İki kulesi bulunan kapı, Doğu Kudüs'te Filistinlilerin yaşadığı bölgenin merkezindedir. Kapı, şehrin Arap Pazarının ve çarşısının başlangıcında yer alır.
Tövbe ve Rahmet Kapıları
Tövbe ve Rahmet Kapıları, Mescid-i Aksa’nın doğu surunda bulunuyor. Kapının iç tarafında Mescid-i Aksa, dış tarafında cehennem vadisi bulunur. Bu kapı Mescid-i Aksa’nın en eski kapılarındandır. Emevi döneminden kalma bir yapıdır.
Eyyübiler döneminde Mescid-i Aksa’nın güvenliği için kapatılmıştır. İç kısmı mescit olarak kullanılmaktadır.
Aslanlı Kapı
Şehir duvarlarının doğusundaki açık tek kapıdır. Hz. Meryem’in dünyaya geldiğine inanılan mağaranın hemen yanında bulunduğu için “Meryem Kapısı” adıyla da anılan kapı, ismini Memlûk Sultanı Baybars’ın şehre giriş kapısının sağ ve sol tarafına yaptırdığı 4 aslan figüründen almaktadır.
Hıtta Kapısı
Hıtta Kapısı, Mescid-i Aksa’nın kapılarından biridir. Kelime anlamı itibarıyla “Af Kapısı” anlamına gelmektedir. Kerimiye Medresesi ile Evhadiye Medresesi arasında yer almaktadır.
Hıtta Kapısı; günümüzde sabah, akşam ve yatsı namazları için açık olan üç kapıdan biridir.
Nebi Kapısı
Nebi Kapısı, Mescid-i Aksâ’nın güney cephesinde, mihrabın altında yer almaktadır. Kapı, Eyyübiler döneminde taşla örülerek kapatılmıştır. Günümüzde de kapalı durumdadır.
Pamukçular Kapısı
Pamukçular Kapısı, Mescid-i Aksâ’nın en ihtişamlı ve en güzel kapısıdır. Batı yönünde, Pamukçular Çarşısı’na ve Vadi Caddesi’ne açılır. “Kattânîn” (Pamukçular) ismini, bağlandığı bu tarihî çarşıdan alır. El Halîl Kapısı’ndan Aksâ’ya gelen Müslümanlar, daha çok bu kapıyı kullanırlar. 1336’da Memlûk Sultanı Kalâvûn tarafından inşa ettirilmiştir.
Kanuni Sebilleri
Kanuni Sultan Süleyman, 1536 yılında -hepsi bir de bir yıldan az bir süre içinde olmak üzere- Kudüs’te 6 sebil inşa ettirdi. Bunlar; Bâbu’l-Halîl Sebili, El-Vâd Sebili, Bâbu’s-Silsile Sebili, Bâbu’l-Îtim Sebili, Bâbu’n-Nâzır Sebili ve Bâbu’l-Esbât Sebili’dir…
Kasım Paşa Çeşmesi
Kasım Paşa, Turunç ya da Mahkeme Kapısı Çeşmesi, Kudüs’ün eski şehrindeki Mescid-i Aksa’nın batı tarafında bulunan bir şadırvan ve içme suyu çeşmesidir. Mescid-i Aksa’nın batısı, Silsile Kapısı’nın önünde yer almaktadır.
Kanuni Sultan Süleyman döneminde Kudüs Valisi Kasım Paşa tarafından yaptırılan çeşme, Osmanlı’nın Kudüs’te yaptırdığı ilk eserdir. Çeşmenin üzerinde Sultan Süleyman’a ithafen bir kitabe vardır.
Salahiyye Medresesi
Salâhiyye Medresesi, Kudüs fatihi Selahattin tarafından kurulmuştur. Salâhiyye Medresesi, konum olarak Mescid-Aksâ’nın kuzeyinde, şehri kuşatan doğu surlarında yer alan şehre giriş kapılarından Bâbül Ebsât yakınına düşen bir noktadadır.
Sultan Abdülmecit tarafından, Kırım savaşındaki yardımlarından dolayı Fransa İmparatoru III. Napolyon’a hediye edilen medrese kiliseye dönüştürüldü. Enver Paşa, idareyi aldıktan sonra medreseyi aslına döndürdü.
İngilizler, 1917 yılında Kudüs’ü işgal ederek medreseyi kapatıp tekrar kiliseye çevirdi.
Emevî Saray Kalıntıları
Emevi sarayları, İslam fetihleri zamanında ilk olarak emirlik şeklinde inşa edildi.
Emevî halifelerinden II. Velid’in inşa ettirdiği saray Kudüs’ün doğusunda, Şam’ın 200 km güneyinde yer alıyor. Saray kulelerle desteklenen bir yapıya sahip. 749 yılında bölgede yaşanan büyük deprem sonucunda saray çok fazla hasar gördü.
Selâhaddîn’in Hücresi
Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin Kudüs’te yaşadığı dönemlerde kaldığı odası bugün Hankâhu’s-Selâhıyye adıyla bilinen bir caminin alt katındadır. Selâhaddîn’in 1189 yılında inşa ettirdiği bu bina, önce tekke iken Memlûkler döneminde minare eklenerek camiye çevrildi. Bugün bina, cami olarak hizmet vermektedir. Hücrenin duvarında “Yardım, Allah’tandır ve fetih yakındır. (Habibim) mü’minlere müjdele!” mealindeki Saf suresinin 13. âyeti nakşedilmiştir.
Me’menilleh Mezarlığı
Şehir duvarlarının batısında eski bir Eyyûbî, Harzemşah ve Memlûk dönemi mezarlığıdır. Mezarlığın büyük bir kısmı, 1948-1967 yılları arasında 1 numaralı yol ve 2000’lerde de Me’menilleh Alışveriş Merkezi’nin yapılması nedeniyle tahrip edildi. Buraya daha çok sultan ailesi, büyük Allah dostları gibi tanınmış insanlar gömülmekteydi. İsrail, son yıllarda bu mezarlığı ortadan kaldırarak burada bir Hoşgörü Müzesi (!) kurma kararı aldı ve oradaki Müslüman mezarları boşaltıldı.
Selmân-ı Fârisî Camii ve Makamı
Zeytindağı’nda, Rus Kulesi’nin yanındaki bu camide, Kudüs’te bir müddet yaşamış olan Selmân-ı Fârisî’nin hatırasına atfen bir makam bulunur.