Kulluk Bilinci Nedir?

Allah'a (cc) layık bir kul olma hassasiyetine sahip olmalıyız. Adabınca, gereğince davranıp verilen nimetlerin şükrünü yerine getirmeli ve kul olma yolunda çaba sarf etmeliyiz. Peki ibadet ve kulluk hayatımızda uymamız gereken temel prensipler nelerdir? Nasıl bir yol izlemeli ve nelere dikkat etmeliyiz?

Bir mü’min, kulluk hayatını şu iki ölçü çerçevesinde tanzim etmelidir:

  1. Tâzîm li-emrillâh.
  2. Şefkat alâ halkillâh.

Tâzîm li-emrillâh, yani Allâh’ın emirlerini titizlik ve ihtirâm içinde yerine getirmelidir. Bunu yaparken de, bu emirlerin hem zâhirine hem de bâtınına dikkat etmelidir. Zira zâhir ile bâtın birbirini tamamlayan iki unsurdur. Biri olmadan diğeri dâimâ noksandır.

Meselâ Cenâb-ı Hak âyet-i kerîmede:

“Mü’minler gerçekten felâh bulmuşlardır.” (el-Mü’minûn, 1) beyânından hemen sonra, zâhir ve bâtın bütünlüğünün lüzumuna dikkat çekerek; “Onlar ki namazlarını huşû ile kılarlar.” (el-Mü’minûn, 2) buyurmaktadır.

Hattâ namazı huşûdan mahrum, ihsan kıvamından uzak bir şekilde, yani kalp ve beden âhengi olmadan kılanlar için:

“Yazıklar olsun o namaz kılanlara!” (el-Mâûn, 4) buyrulmaktadır.

Yine zâhirî farzlardan biri olan oruç, sadece imsak vaktinden başlayıp iftara kadar aç kalmaktan ibâret bir ibadet değildir. Oruç ibadetini bu şekilde îfâ eden kimseler için hadîs-i şerîfte şöyle buyrulmuştur:

“Nice oruç tutanlar vardır ki, oruçlarından kendilerine kalan, kuru bir açlıktan başka bir şey değildir!” (İbn-i Mâce, Sıyâm, 21)

Hâlbuki gerçek oruç, mideye ilâveten, göze, gönle, dile, kulağa ve bilhassa vicdâna tutturulan oruçtur. Kişiyi Allâh’ın nîmetlerini tefekküre ve açların hâlinden anlamaya sevk eden, gönlü takvâya yönlendiren bir oruçtur.

Yine zekât ibadeti de, sırf muhtaca para vermekten ibâret bir yükümlülük değildir. Öyle olsaydı Cenâb-ı Hak kullarını şu ilâhî beyanla îkâz etmezdi:

“Ey îmân edenler! Allâh’a ve âhiret gününe inanmadığı hâlde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek sûretiyle, yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın…” (el-Bakara, 264)

Yine sadaka ve infak, sadece maddî imkâna sahip kimselerin vereceği bir ikram olsaydı:

“O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için infâk ederler…” (Âl-i İmrân, 134) buyrulmazdı.

Yani nasıl ki, namaz, oruç, zekât, hac gibi zâhirî farzlar vardır; bunun yanında güzel ahlâk, merhamet, cömertlik, adâlet, tevâzu, ihlâs, samimiyet, edep, iffet, hayâ, hûşû, takvâ, sabır gibi bâtını farzlar da vardır.

Yine kumar, içki, zinâ, hırsızlık vb. zâhirî haramların yanında, gurur, kibir, haset, öfke, riyâ, cimrilik, israf, tecessüs, yalan, gıybet, gaflet, ihtiras gibi bâtınî haramlar da vardır. Bu bâtınî haramlardan kaçınmak, en az zâhirî haramlardan sakınmak kadar mühimdir. Zira âyet-i kerîmede şöyle buyrulmaktadır:

“Günâhın açığını da gizlisini de bırakın! Çünkü günah işleyenler, yaptıklarının cezasını mutlakâ çekeceklerdir.” (el-En’âm, 120)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Genç Dergi, Şubat 125.Sayı 2017

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.