Kur’an-ı Kerim Nasıl Konuşur?
Tâbiîn neslinin meşhur müfessirlerinden Katâde der ki: “Kur’ân-ı Kerîm okuyanlar, ya kâr ya da zarar ile kalkarlar. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur: «Biz Kur’ân’dan, îmân edenler için bir şifâ ve rahmet kaynağı olan âyetler indiriyoruz. Zâlimlerin de ancak hüsrânını artırır.» (el-İsrâ, 82)”
Kur’ân’dan lâyıkıyla istifâde edebilmek için, gönül âleminin merhaleler kat etmesi, yani mârifetullahʼtan nasip alması zarûrîdir. Aksi hâlde bereketli nisan yağmurlarının üzerinden akıp gittiği kayalara hiçbir faydası olmadığı gibi, istifade kapıları kilitlenmiş kalplere de Kur’ân’dan bir fayda hâsıl olmaz. Belki Kur’ân, böylelerinin hüsran ve dalâletini daha da artırır. Zira Kur’ân’ın rahmeti ve hidâyeti ile buluşamayanlar, tam aksine büyük bir hüsrâna dûçâr olurlar. Nitekim tâbiîn neslinin meşhur müfessirlerinden Katâde der ki:
“Kur’ân-ı Kerîm okuyanlar, ya kâr ya da zarar ile kalkarlar. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:
«Biz Kur’ân’dan, îmân edenler için bir şifâ ve rahmet kaynağı olan âyetler indiriyoruz. Zâlimlerin de ancak hüsrânını artırır.» (el-İsrâ, 82)”
Demek ki, Kur’ân’a ne kadar îman muhabbetiyle dolu bir gönülle yönelebilirsek, onun şifâ ve rahmeti de bizlerde o nisbette tecellî edecektir.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Âlemlere Rahmet: Hz. Muhammed, Erkam Yayınları