Kur'ân-ı Kerim'de Konuşma Âdâbı
Kur’ân-ı Kerîm, nerede nasıl konuşmak gerektiğine, yani söz söyleme âdâbına büyük ehemmiyet verir. Şöyle ki zâlimlere karşı bile yumuşak söz, yoksula karşı gönül alıcı, tesellî edici söz, anne-babaya karşı tatlı ve güzel söz, bütün insanlara karşı doğru söz, yetimlere ve muhtaçlara güzel söz, tebliğ için açık, net ve hikmetli söz söylemeyi telkin eder.
İncelik ve nezâket, bilhassa konuşma esnâsında çok büyük bir ehemmiyet arz eder.
İNSANLARA GÜZEL SÖZ SÖYLEYİNİZ
Cenâb-ı Hak, kullarının yürüyüşlerinde ve konuşmalarında bir nezâketin olmasını arzu ederek şöle buyurur:
“Yürüyüşünde mûtedil ol! (Ne çok hızlı, ne de yavaş yürü! Sükûnet ve vakarını muhâfaza et!) Sesini alçalt! (Bağırıp çağırarak konuşma!) Unutma ki, seslerin en çirkini merkep sesidir.” (Lokmân, 19)
Yine Rabb’imiz şöyle buyurur:
“…İnsanlara güzel söz söyleyiniz!..” (el-Bakara, 83)
“Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler!..” (el-İsrâ, 53)
LÜZUMSUZ VE ÇİRKİN KONUŞMAK YASAK
İslâm, lüzumsuz ve çirkin konuşmaları yasaklar. Çok konuşmayı uygun görmez. Allah Rasûlü -sallâllahu aleyhi ve sellem-:
“Allâh’a ve âhiret gününe îman eden kişi ya hayır söylesin veya sussun!” buyurmuşlardır. (Müslim, Îmân, 77)
Allah ve Rasûlü, insanların veciz sözlerle, pırlanta ifâdelerle konuşmasını, kullanacakları her kelimeyi dikkatle seçmelerini tavsiye buyururlar.[1]
Yine Rasûlullah -sallâllahu aleyhi ve sellem-:
“Muhakkak ki bir kısım sözler, sihir (gibi bir tesir gücüne sahip)tir.” buyurmuşlardır. (Buhârî, Nikâh, 47)
Yani bâzı sözler, kalpte büyüleyici bir tesir meydana getirir. Bu ise, lisâna hâkimiyet ve maksada en uygun kelimeleri seçebilmekle mümkündür. Bu kudretin zirvesi ise, Kur’ân-ı Kerîm’de müşâhade edilir. Kur’ân âyetleri, fesâhat ve belâğatin zirvesinde olup büyük bir mûcizedir. Bu sebeple Kur’ân’ın hikmet dolu hitaplarından istifâde etmek lâzımdır.
KUR'ÂN-I KERİM'DE KONUŞMA ÜSLÛBU
Kur’ân-ı Kerîm, nerede nasıl konuşmak gerektiğine, yani söz söyleme âdâbına büyük ehemmiyet verir. Şöyle ki:
- قَوْلًا لَيِّنًا : Zâlimlere karşı bile yumuşak söz,
- قَوْلًا مَيْسُورًا : Yoksula karşı gönül alıcı, tesellî edici söz,
- قَوْلًا كَر۪يمًا : Anne-babaya karşı tatlı ve güzel söz,
- قَوْلًا سَد۪يدًا : Bütün insanlara karşı doğru söz,
- قَوْلًا مَعْرُوفًا : Yetimlere ve muhtaçlara güzel söz,
- قَوْلًا بَل۪يغًا : Tebliğ için açık, net ve hikmetli söz söylemeyi telkin eder.
Velhâsıl İslâm, her hususta insanların ince, nâzik, anlayışlı, hürmetkâr ve efendi olmasını sağlayacak en güzel esasları getirmiştir. Bu esaslara riâyet eden müslümanlar, iki cihanda da mes’ûd olur ve ebedî saâdete kavuşurlar. İslâm’ı kabul etmeyip insanların koyduğu kâidelere göre yaşamak isteyenlerin ise saâdeti geçici olur ve neticede ebedî bir perişanlığa sürüklenirler.
Dipnotlar: [1] el-Bakara, 104; en-Nisâ, 46; Buhârî, Edeb 100, Deavât 6.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Din İslâm, Erkam Yayınları