Kur’an-ı Kerim’i Yaşayabilmenin Yolu
Canlı bir Kur’an olabilmek nasıl mümkün olur? Kur’an-ı Kerim’i yaşayabilmenin yolu.
İnsan için vaad olunan dünyâ ve âhıret seâdeti, ancak Kur’ân’a râm olabilmek mukâbilindedir. Her hakîkat Kur’ân’da gizli, her seâdet îmânda zâhirdir. Cihânın en hayırlı ve mesut insanları, Kur’ân gölgesi altında toplanan, onun hayat nûru ile nûrlanan ve onda fânî olanlar, yâni canlı bir Kur’ân hâline gelebilenlerdir.
CANLI BİR KUR’AN OLABİLMEK
Âyet-i kerîmede Hazret-i Peygamber (s.a.s.) hakkında buyurulan:
“(Ey Rasûlüm!) Şüphesiz ki sen, yüce bir ahlâk üzeresin!” (Kalem, 4) beyânındaki hakîkati anlamak için Hazret-i Âişe’ye:
“Rasûlullâh’ın ahlâkı neydi?” diye sorduklarında mü’minlerin annesi, bu yüce ahlâkı şöyle ifâde etmiştir:
“O’nun ahlâkı Hazret-i Kur’ân idi...” (Müslim, Kitâbu’s-salât 746)
Bu bakımdan:
“Rahmân (çok merhametli olan Allâh), Kur’ân’ı öğretti. İnsanı yarattı. Beyânı öğretti.” (Rahmân, 1-4) âyetlerinin îzâhında:
“Cenâb-ı Hakk, Kur’ân’ı öğretmek için insanı yaratmış ve beyânı da ona Kur’ân’ı anlaması için öğretmiştir.” denilmiştir.
Zîrâ Allâh Teâlâ’nın, bu âyet-i kerîmelerde evvelâ Kur’ân’ı öğretmesinden, sonra da insanı yaratmasından bahsedişi, yaratılış hikmetinin mecâzî bir ifâdesidir. Bu ifâdede, insanın hilkat gâyesinin, sırf dîn ve ilim olduğunun bilinmesi ve Kur’ân’a karşı mes’ûliyetin idrâk edilmesi vardır. Çünkü insan denilen bu varlığın haysiyet ve şerefi Kur’ân ile gerçekleşir. Dolayısıyla insana verilen beyân selâhiyeti de, ilâhî tâlimâtı almak, muhabbet, hikmet ve gaybî tecellîlere mazhar olacak canlı bir Kur’ân olabilmek hikmetine binâen ihsân edilmiştir. Çünkü dünyevî ve uhrevî seâdetin esrârı, Kur’ân-ı Kerîm’de dercedilmiş ve o kitab-ı ilâhî bizlere bir hayât kitabı ve bir kurtuluş reçetesi olarak takdîm buyurulmuştur. (Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi, Aralık-2000)