Kuran-ı Kerim'in Dil Bakımından Üstünlüğü
Kuran-ı Kerim'in dil bakımından üstünlüğü nedir? Kuran-ı Kerim ve onun eşsiz belagatı
Allah Teâlâ gönderdiği tüm peygamberlerini o zamanın en gözde ilmi, sanatı ve uğraşı konusunda insanları aciz bırakacak bir mucize ile desteklemiştir. Hazreti Peygamber Efendimiz döneminde de edebiyat yaygın ve revaçta idi. Hazreti Peygamberimize verilen mucizelerin en başında da Kur’an gelir. Kur’an indirildiğinde dil ve üslup açısından en meşhur edebiyatçılar bile onun karşısında susmuşlar ve onun üstünlüğünü kabul etmişlerdir.
Kur'an Arapça bir kitaptır. Kur'an'da çeşitli ayetlerde de bu durum belirtilmektedir: "Sana da böylece Arapça bir Kur'an vahyettik"[1] "Düşünesiniz diye Biz onu Arapça bir Kur'an kıldık"[2].
Onun Arapça olarak indirilmesi gayet tabiîdir. Zira peygamberin muhatap çevresi Arabistan'dır ve ilk olarak da Kur'an o çevrede o insanlara hitaben indirilmiştir. Çünkü her peygambere kendi kavminin dili ile kitap verilmiştir. Nitekim ayette şöyle buyrulmaktadır:
"Biz, görevlendirdiğimiz her elçiyi ancak kendi toplumunun diliyle gönderdik ki, onlara açık bir biçimde açıklamada bulunsun".[3]
Şunu da belirtelim ki, peygamberlere kendi dillerinde kitaplar verilmeseydi, onların getirdikleri mesajları anlamada, bir de dil sorunu çıkacaktı ki, bu durumda toplumla peygamberi arasında zaten var olan problemlere bir yenisi eklenecek ve iş biraz daha zora girecekti.
Bu bakımdan Kur’an-ı Kerim, Arapça dilinin tüm edebi özelliklerini hiçbir insanın ortaya koyamayacağı şekilde kullanır. Mesela bir ayette;
"Şüphesiz ki, Kur’an-ı biz indirdik ve onu biz koruyacağız"[4] buyurulmaktadır. Buna göre Kur'an-ı Kerim, çok okunmakla, tekrarlamakla eskimez, öğüt ve ibretleri tükenmez. Çünkü o, Allahtan mucize olarak indirilmiştir.
Ayet, mana yönünden Kur’an’ın Allah kelamı olduğunu kesin olarak ifade ederken dil yönünden de insan ürünü olmadığını ispat eder. Çünkü yarım satırlık bu kısa ayet-i kerimede on kez tekit (pekiştirme) kullanılmıştır. Anlamlı bir cümle içinde on ayrı şekilde mananın kuvvetlendirilmesi insan gücünü aşan bir durumdur.
Kur'an'ın ifadeleri karmaşık ve anlaşılmaz değildir. O, tüm insanlığa hitap ettiği için Kur'an'ı okuyan her insan, -kabiliyeti ve ilmî seviyesi ölçüsünde- ondan bilgi edinmiştir.
Kur'an, insanın bazen aklına, bazen kalbine, bazen de duygularına hitap etmektedir. Anlatıp kavratmak istediği bir konuyu, telkin, tekrar, örneklendirme, tasvir etme, hikayeleştirme, kişileştirme vb. yöntemlerle açıklamaktadır. Şu ayet, bu konudaki örneklerden biridir:
"O, geceyi, gündüzü, Güneş'i ve Ay'ı sizin hizmetinize verdi. Yıldızlar da Allah'ın emri ile hareket ederler. Şüphesiz ki bunlarda, aklını kullananlar için pek çok deliller vardır." [5]
Dipnotlar:
[1] Şûra, 7
[2] Zuhruf, 3
[3] İbrahim, 4
[4] Hicr, 9
[5] Nahl,12