Kur’an Okunmayan Ev Kalmayacak

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından sürdürülen “Kur’an Okunmayan Ev Kalmasın” projesi kapsamında Bolu Müftülüğü ev ev dolaşıyor ve evlerde Kur’an-ı Kerim okuyor.

Diyanet İşleri Başkanlığınca sürdürülen “Kur’an Okunmayan Ev Kalmasın” projesi kapsamında Bolu Müftülüğü bünyesinde hizmet veren din görevlileri, yaz Kur’an kurslarında Kur’an-ı Kerim öğrenen çocuklarla birlikte ev ev dolaşıyor ve evlerde Kur’an-ı Kerim okuyor.

Bolu Merkez Sağlık Mahallesi Küplüce Camiî İmam Hatibi Selahattin Bodur tarafından ilk olarak 2015 yılında başlatılan uygulama, İl Müftülüğü koordinesinde yaz Kur’an kurslarında camilere gelerek Kur’an-ı Kerim öğrenen öğrencilerin de yoğun katılımıyla dört yıldır devam ediyor.

Uygulama kapsamında İmam Hatip Selahattin Bodur koordinesinde cami cemaati ve öğrenciler her hafta farklı bir evi ziyaret ediyor ve gidilen evlerde Kur’an-ı Kerim okunup dualar ediliyor.

Özellikle yaz Kur’an kurslarında Kur’an-ı Kerim okumayı öğrenen ve cami ile bağını koparmayan farklı yaş gruplarındaki çocuklar tarafından okunan Kur’an-ı Kerim, ilahi, kaside ve her hafta okunan hatimlerin duasının ardından misafir bir konuşmacının belirlediği bir konuda yapılan sohbetle program nihayete eriyor.

Bu kapsamda son program yaz Kur’an kurslarına devam eden ve kış sezonunda da öğrencilerle irtibatını devam ettiren, her hafta salı ve cuma günleri akşam-yatsı namazları arası öğrencilerle etkinliklerine devam eden İmam Hatip Selahattin Bodur ve İl Müftüsü Orhan Genç’in katılımıyla yapıldı.

“Kur’an Okunmayan Ev Kalmasın” projesini değerlendiren Genç: “Bu güzel etkinlik dolayısıyla 4 yıldır öğrenci ve cami cemaatini bir araya toplayan din görevlimiz Selahattin Bodur hocamızı tebrik ediyorum. Başarılarının devamını diliyorum. Sizlere de bu gibi programlara her geçen gün yoğun ilgi gösterdiğiniz ve hocanıza destek olduğunuz için ayrıca teşekkür ediyorum. Güzel sesleri ile bize Kur’an ziyafeti çeken yavrularımıza da sağlık ve başarı dolu ömürler diliyorum.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.