Kur’an’da Peygamberimiz Nasıl Anlatılıyor?

Kur’an-ı Kerim’de Peygamber (s.a.v) Efendimiz nasıl anlatılıyor?

Müslümanlar, hayatlarının başından sonuna kadar, Peygamber Efendimiz’in hayatına büyük bir alâka gösterirler.

KUR’AN-I KERİM’DE PEYGAMBERİMİZ

Kur’ân-ı Kerîm, üç ayrı kısımdaki âyet ve sûrelerle Müslümanın imanla başlayan bu ilgi ve alâkasının gelişip kökleşmesini sağlar:

  1. İlk gruptaki âyetlerde Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in vazîfesinin mâhiyeti açıklanır ve şahsiyeti medhedilir:

Müslümanın Allah ile birlikte Rasûlullah’a itaat etmesi,[1] O’nu herkesten fazla sevmesi ve örnek alması gerektiği,[2]

- Âlemlere rahmet,[3] ilâhî bir lutuf[4] olarak ve güzel ahlâk üzere[5] gönderildiği,

- O’nun vahiy alan bir insan ve son peygamber olduğu,[6] ilâhî emir ve yasakları tebliğ edip fertleri ve toplumları arındırma ve onlara kitap ve hikmeti öğreterek son hak dini yaşayacak bir kemâle ulaştırmakla vazîfelendirildiği,[7] Allah’ın bildirmesi ve istemesi dışında gaybı bilemeyeceği ve mûcize gösteremeyeceği,[8]

- Allah Teâlâ’nın, O’na inanıp kendisine yardım etmeleri için diğer peygamberlerden mîsak almış olduğu,[9]

- Allah Teâlâ’nın ve meleklerin kendisine salât eylediği ve mü’minlerin de ona salât ü selâm getirmeleri gerektiği beyan edilir.[10]

  1. Doğup büyüdüğü Mekke şehri, Kâbe, Kureyş kabilesi ve Câhiliye çağı Arap toplumunun dinî ve içtimaî durumu ve hayat telâkkîleri, çocukluğu, peygamber oluşu ve vahiy alışı, Mekke dönemindeki tebliğ faaliyetleri, Habeşistan’a ve Medine’ye hicret, Muhacirler ve Ensâr, hicret etmeyenler ve Mekke dönemi münafıkları, hicret sonrası faaliyetleri, Medine’deki Müslümanların umûmî vaziyeti ve Rasûl-i Ekrem Efendimiz’e bağlılıkları, Medine devri münafıkları, bedevîler ve Ehl-i kitap ile münasebetleri, Mekkeli müşriklerle münasebetleri, Bedir, Uhud, Hendek gazveleri, Hudeybiye Antlaşması, Mekke’nin fethi, Huneyn ve Tebük savaşları gibi mevzûlara yer veren ve O’nun hayat ve şahsiyetinin esaslarını anlatıp âdeta Siyer’in planını çizen yüzlerce âyet ikinci kısmı meydana getirir.
  2. İsimleri zikredilir ve kendisine muhtelif hitaplarda bulunulur. Kur’ân’da O’nun Muhammed ismi dört yerde[11], Ahmed ismi de bir yerde[12] zikredilirken birçok âyette “ey peygamber”, “ey Rasûl”, “Allah ve Rasûlü”, “bizim Rasûlümüz”, “O’nun Rasûlü” ve “de ki” diye hitaba mazhar olmuş, “hayatın hakkı için...”[13] denilerek iltifata lâyık görülmüş, ona “Makām-ı Mahmûd” ihsan edilmiştir.[14] Kur’ân-ı Kerîm’in 114 sûresinden kırkı[15] ismini, ya doğrudan doğruya Allah Rasûlü’nü ya da O’nun muâsırlarının tavırlarını alâkadar eden hususlara işaret eden veya telmihte bulunan bir kelimeden almıştır.

Rasûl-i Ekrem’in Kur’ân-ı Kerîm’in muhtevasında çok geniş bir yer tuttuğunu gören sahâbe nesli, O’nun hayat ve şahsiyetini tanıyıp bilmenin Kur’ân’ı ve İslâm’ı daha iyi anlamak ve öğrenmek için şart olduğunu idrak etmiştir. Bunun netîcesinde onların Siyer ve Megāzî’ye dair haber ve rivayetleri tefsir kitaplarına yansımış, siyer ve megāzî müellifleri de ele aldıkları mevzûlarla alâkalı birçok âyet-i kerimeye eserlerinde yer vermişlerdir. Siyer ve megāzî ile Kur’ân’ın bu iç içeliğini en iyi anlayanlardan, Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in amcasının oğlu Abdullah bin Abbas (r.a), çocukluğunda sahâbîlerin yanına giderek kendilerinden Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in megāzîsini ve bunlarla ilgili âyetleri öğrenmeye çalıştığını söyler.[16] Böylece bu ilim dalının doğup gelişmesinde ilk ve en mühim müessirin Kur’ân-ı Kerîm olduğunu vurgular.

Hz. Hüseyin’in oğlu Zeynelabidin Hazretleri (r.a) şöyle buyurmuştur:

“Biz Peygamber Efendimiz’in gazvelerini tıpkı Kur’ân’dan bir sûre öğrenir gibi öğrenirdik.” (İbn-i Kesîr, Sîret, II, 352)

İbrahim bin Edhem Hazretleri de şöyle anlatır:

“Babam bana:

«−Evladım! Hadis öğren! Dinleyip ezberlediğin her hadis için sana bir dirhem vereceğim» dedi.

Bu teşvik sâyesinde hadis üzerine çalışmaya başladım.” (Hatîb el-Bağdâdî, Şerafü Ashâbi’l-Hadîs, s. 165)

Dipnotlar:

[1] Âl-i İmrân 3/32; en-Nisâ 4/136. [2] el-Ahzâb 33/6, 21. [3] el-Enbiyâ 21/107. [4] Âl-i İmrân 3/164. [5] el-Kalem 68/4. [6] el-Ahzâb 33/40. [7] Âl-i İmrân 3/164; el-Cum’a 62/2-3. [8] el-En’âm 6/109-110; Yûnus 10/20. [9] Âl-i İmrân 3/ 81. [10] el-Ahzâb 33/56. [11] Âl-i İmrân 3/144; el-Ahzâb 33/40; Muhammed 47/2; el-Feth 48/29. [12] es-Saf 61/6. [13] el-Hicr 15/72. [14] el-İsrâ 17/79. [15] En’âm, Enfâl, Tevbe [veya Berâe], İsrâ, Nûr, Rûm, Ahzâb, Muhammed, Feth, Necm, Mücâdile, Haşr, Mümtehine, Saf, Cum’a, Münâfikūn, Talâk, Tahrîm, Kalem, Müzzemmil, Abese, Târık, Fecr, Beled, Duhâ, İnşirâh, Alak, Kadr, Beyyine, Tekâsür, Hümeze, Fîl, Kureyş, Mâûn, Kevser, Kâfirûn, Nasr, Leheb, Felak ve Nâs. [16] Bkz. Buhârî, Mezâlim, 25; Dârimî, Mukaddime, 47/573-576; İbn-i Kesîr, el-Bidâye, VIII, 298.

Hazırlayan: Dr. Murat Kaya, Siyer-i Nebi.

İslam ve İhsan

HZ. MUHAMMED (S.A.V.) KİMDİR?

Hz. Muhammed (s.a.v.) Kimdir?

SİYER-İ NEBİ’NİN ÖNEMİ

Siyer-i Nebi’nin Önemi

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.