Kuran'dan Uzaklaşmanın Sonu
Kuran*ı Kerim'den uzaklaşmanın sonu nedir? Kul ve toplum nasıl bir hâl alır?
Kur’ân-ı Kerîm azîzdir, izzet bahşeder. Nitekim Kadir Gecesi de, kendisinde Kur’ân-ı Kerîm’in tafsîlen indirilmeye başlanmasıyla, müstesnâ bir şeref kazanmıştır.
Fert, âile, millet ve devlet de Kur’ân-ı Kerîm’le izzet kazanır. Kur’ân’dan uzaklaştığı nisbette de perişan olur. Nitekim 620 sene ömür süren Osmanlı, Kur’ân’a tâzîm ettikçe âbâd oldu, inkişâf etti. Fakat Lâle Devri’yle birlikte, Kur’ân ölçülerinden uzaklaşmalar başlayınca -maalesef- çöküşe doğru sürüklendi.
Bu itibarla, bilhassa Kadir Gecesi’nde kulluk hayatımızı Kur’ân ölçüleriyle gözden geçirmeliyiz. Bu ayda Kur’ân-ı Kerîm’in “mukâbele”siyle meşgul olduğumuz gibi, hayatımızı onun “muâmele”siyle de tanzim etme yolunda ciddî kararlar almalı, bilhassa evlâtlarımızın Kurʼân ve namaz eğitimlerine son derece ehemmiyet göstermeliyiz.
Şunu da aslâ hatırımızdan çıkarmayalım ki Kur’ân-ı Kerîm, onun ahkâmıyla âmil, ahlâkıyla kâmil olan, Kur’ân hizmetlerine canıyla, malıyla, bütün imkânlarıyla seferber olanlara, kıyâmet günü şefaatçi olacaktır. Fakat bunun aksine, onu ihmâl edenlerden de -Allah korusun- şikâyetçi olacaktır.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2021 – Mayıs, Sayı: 423