Kuran’ı Kerim’in Özellikleri Nelerdir?

Kuran'ın Kerim'in başlıca özellikleri nelerdir?

En son ve en büyük peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.)’e Allah tarafından gönderilen Kur’an-ı Kerim müslümanlığın kutsal kitabıdır.

Kur’an-ı Kerimi diğer ilâhi kitaplardan ayıran ve üstün kılan birçok özellikler vardır.

Bu özelliklerin başlıcaları şunlardır:

  • a) Kur’an-ı Kerim Peygamberimize indiği gibi hiç bir değişikliğe uğramadan bize kadar gelmiştir. Kıyamete kadar da bozulmadan devam edecektir.

Öteki kutsal kitaplardan bazıları tamamen kaybolmuş, bazıları da birçok değişikliklere uğrayarak bozulmuş ve hiçbiri Allah’tan gönderildiği gibi muhafaza edilememiştir.

Kur’an-ı Kerimi koruyacağını Yüce Allah, şu ayetle teminat altına almıştır:

“Kur’an-ı sana Biz indirdik, onun koruyucusu da Biziz”. (Hicr sûresi, 9.)

Gerçekten de Allah, kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’i günümüze kadar korudu, kıyamete kadar da koruyacaktır.

  • b) Kur’an-ı Kerim toplu olarak değil, zaman ve olaylara göre ayetler ve sûreler halinde parça parça inmiştir. Bu durum, onun kolayca ezberlenmesini ve anlaşılmasını sağlamıştır.
  • c) Kur’an-ı Kerim son ilahî kitaptır. Ondan sonra başka kitap gelmeyecektir. Kur’an’ın hükümleri kıyamete kadar geçerli olacak, değişmiyecektir. Önceki kitaplar ise belirli bir zaman için gönderilmişti.
  • d) Kur’an-ı Kerim, bütün insanlığa gönderilen bir kitaptır. Her asrın ihtiyaçlarını karşılayacak hakikat ve hikmetlerle doludur. Halbuki diğer kutsal kitaplar, belirli milletlere gönderilmişti.
  • e) Kur’an-ı Kerim, Peygamberimizin en büyük ve daimî mûcizesidir. Hem kelimeleri, hem anlamı, hem de taşıdığı yüksek hakikatlerle eşsiz bir mûcuzedir.

İslam ve İhsan

KUR'AN-I KERİM HAKKINDA GENEL BİLGİLER

Kur'an-ı Kerim Hakkında Genel Bilgiler

KURAN NASIL VE NE ZAMAN İNDİRİLMİŞTİR?

Kuran Nasıl ve Ne Zaman İndirilmiştir?

KURAN'I KERİM'İN YAZIYA GEÇİRİLMESİ VE MUSHAF HALİNE GETİRİLMESİ

Kuran'ı Kerim'in Yazıya Geçirilmesi ve Mushaf Haline Getirilmesi

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.