Kur’an’ın Temel Konuları Nelerdir?

Kuran-ı Kerim’in temel konuları nelerdir? Kur’an-ı Kerim’de yer alan başlıca konular...

Kur’an-ı Kerim, insan ve onun mutluğu için gönderildiğinden, onda, insanın hem dünyasını hem de ahiretini ilgilendiren ve insanın her iki âlemde de mutlu olmasını sağlayacak olan bilgi ve hükümler mevcuttur. Hemen ikinci sure olan Bakara suresinde Yüce Allah Kur’an’ın takvâ sahipleri için bir hidayet kitabı olduğunu belirtir. Kur’an, bu hükümlerle birlikte, insan için gerekli olan konulara da yer vermektedir.

KUR’AN’DA YER ALAN KONULAR

Kur’an’da yer alan temel konulardan bir kısmı şunlardır:

  1. İman

İman, Kur’an’da bahsi geçen konuların esası ve özünü teşkil eder. Kur’an’da: Allah’ın varlığı, birliği ve sıfatları anlatılır.[1]  Meleklerden bahsedilir.[2] Allah’ın insanlara peygamber ve kitap gönderdiği bildirilir.[3]

Kur’an’da, iman esaslarından birisi olan ahiret inancı üzerinde de durulur. Kıyametten ve ahiret hallerinden bahsedilmektedir. Kur’an’ın, konuyla ilgili ayetlerinden bazıları şunlardır:

“Gökyüzü yarıldığı, yıldızlar döküldüğü, denizler birbirine katıldığı, kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, insanoğlu, yapıp gönderdiklerini ve (yapamayıp) geride bıraktıklarını bir bir anlar.”[4]

“Nihayet sûra üflenecek. Bir de bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkıp koşarak Rablerine giderler.”[5]

Kur’an’da, insanların dünyada yaptıkları amellerinden ahirette hesaba çekilecekleri, bu hesabın sonunda cennete veya cehenneme gönderilecekleri de bildirilmektedir.

  1. İbadet

Kur’an-ı Kerim’de insanın yapması gereken ibadetler belirtilmiş, bu ibadetlerin nasıl yerine getirileceği ana hatlarıyla açıklanmıştır. İbadetlerini yerine getiren müminlerin de ahirette kurtuluşa erecekleri belirtilmiştir.

İbadetle ilgili olarak Kur’an-ı Kerim’de yer alan ayetlerden bazıları şunlardır:

“Sana (gelmesi kesin olan) ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.”[6]

 “Asra yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip salih amel işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır”[7]

Kur’an, bunlar ve benzeri ayetlerle insanı Allah’a ibadet etmeye çağırmaktadır. İnsana düşen görev, bu çağrıya uyarak Cenab-ı Hakk’a olan kulluk görevini yerine getirmesidir.

  1. Ahlak

Kur’an-ı Kerim’de ahlakla ilgili birçok esas yer almaktadır. Kur’an’ın bu konularla ilgili ayetlerinden bazıları şunlardır:

“ Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğru söz söyleyin.”[8]

“Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın, doğru terazi ile tartın. Bu daha hayırlıdır, sonuç bakımından daha güzeldir. Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur. Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen yeri asla yaramazsın, dağlara ululuk yarışına giremezsin.”[9]

Kur’an’da insanların birbirleriyle ilişkilerinde adaleti esas almaları, birbirlerine iyilikte bulunmaları, akrabalarına yardımcı olmaları emredilmekte: Kötü olan davranışları yapmaları da yasaklanmaktadır.

“Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder: Çirkin işleri, fenalığı ve azgınlığı yasaklar...”[10]

“Ey iman edenler! Şarap, kumar, putlar, fal okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.”[11]

İslam dini, iyi ve güzel ahlaka büyük önem verir ve bunu toplumun her kesiminde yerleştirmeyi amaç edinir. Bundan dolayı Kur’an-ı Kerim, pek çok ayetinde ahlak esaslarından bahsetmekte, insanları iyiye, güzele ve doğruya yönlendirmektedir. Kur’an’ı bize tebliğ eden Hz. Peygamber Efendimiz de gönderiliş sebebinin güzel ahlakı tamamlamak olduğunu ifade eder. Kur’an da Efendimiz hakkında şöyle buyurur:

“Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.”[12]

  1. Varlıklardan ve Onların Yaratılışından Bahseden Konular

Kur’an-ı Kerim’de varlıklar ve onların yaratılışları, birtakım özellikleri ile ilgili bilgilerde yer almaktadır. Kur’an’ın, bu konularla ilgili ayetlerinden bazıları şunlardır:

“Gökleri ve yeri, yerli yerince yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş ancak Ona’dır.”[13]

Kur’an-ı Kerim, bazı varlıkların yaratılışlarına ve birtakım özelliklerine dikkat çekmekte; insanların bundan ibret almalarını ve her şeyin yaratıcısı ve Rabbi olan Allahü Teâlâ’nın sonsuz kudret sahibi olduğunu idrak etmelerini istemektedir.

“Biz, yeryüzünü bir döşek, dağları da birer kazık yapmadık mı? Sizi çifter çifter yarattık. Uykunuzu bir dinlenme kıldık. Geceyi bir örtü yaptık, gündüzü de çalışıp kazanma zamanı kıldık. Üstünüzde yedi kat sağlam göğü bina ettik. (Orada) alev alev yanan bir kandil yarattık. Size tohumlar, bitkiler, sarmaş dolaş olmuş bağlar, bahçeler yetiştirmek için üst üste yığılıp sıkışan bulutlardan şarıl şarıl akan sular indirdik.”[14]

“Allah, sizi bir tek nefisten yarattı. Sonra ondan da eşini yarattı... Sizi de annelerinizin karnında üç katlı karanlık içinde, çeşitli safhalardan geçirerek yaratıyor. İşte bu yaratıcı, rabbiniz Allah’tır. Mülk Onundur, Ondan başka ilah yoktur...”[15]

Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in bu tür ayetleri, ilim adamlarını araştırma ve incelemeye sevk etmiş, bazı icat ve keşiflerde yol gösterici olmuştur. Zaten Kur’an-ı Kerim’in amaçlarından birisi de insanların ufkunu açmak, Allah Teâlâ’nın verdiği akıl, his ve kabiliyetlerle varlıkların özelliklerini kavrayıp onlardan en verimli şekilde faydalanmasını sağlamaktır.

  1. İnsanlar Arasındaki İlişkileri Düzenleyen Hükümler

Kur’an’ın insanlar arasındaki ilişkileri düzenleyici hükümler içeren ayetlerinden bazıları şunlardır:

“Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terazi ile tartın...”[16]

Kur’an’da, insanların mallarının haram yollarla alınıp yenilmesinin, rüşvet alıp vermenin haram olduğu bildirildiği gibi intiharın ve başkasının canına kıymanın da haram olduğu belirtilmektedir. Örneğin, şu ayetler bu konularla ilgilidir:

“Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması müstesna, mallarınızı batıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, size çok merhametlidir.”[17]

“...Kim bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur...”[18]

Kur’an, insanların birbirlerine adaletli, dürüst ve saygılı davranmalarını; birbirlerinin haklarını gözetmelerini, birbirlerine iyiliği tavsiye etmelerini emreder.

“Sizden; hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar, kurtuluşa erenlerdir.”[19]

Kur’an; insanlar arasında adaletin sağlanması, barışın ve güvenin korunması için cihat edilmesini de emreder.

“ ... Mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihat edin...”[20]

Kur’an’ın bu hükümlerine uyan kimselerin oluşturduğu toplumda adalet, güven, huzur ve mutluluk hâkim olur. Bu anlamda tüm bu hükümlerin en güzel bir şekilde uygulandığı Hz. Peygamber’in ve ilk Müslümanların yaşadığı döneme, mutluluk dönemi anlamına gelen “asr-ı saadet” denilmiştir.

  1. Peygamberler ve İlahi kitaplar

Allah, yaratmış olduğu insana birtakım görevler vermiş ve bu görevleri, gönderdiği kitaplarında belirtmiştir. Bu kitaplarında belirttiği emir ve yasaklarını insanlara öğretmeleri, hükümlerinin yaşanmasında örnek olmaları için insanların kendi içlerinden peygamberler de göndermiştir. Kur’an bu peygamberler ve ilahi kitaplarla ilgili bilgiler verir, insanların onlara uymaları gerektiğini bildirir.[21]

Allah Teâla’nın insanlara peygamberler göndermesi, onların aracılığıyla vahyi insanlara bildirmesi, kendisini tanıyabilmeleri için, akıl ve gönül gibi nimetleri insanlara bahşetmesi, hep O’nun engin merhametinin birer tezahürleridir.

Kur’an, son peygamber olan Hz. Muhammed‘in (s.a.v.) bütün insanlara müjdeci, uyarıcı ve örnek olarak gönderildiğini, onun insanları Allah’ın yoluna çağıran bir davetçi olduğunu belirtir.[22]

  1. Kıssalar (Yaşanmış Hikâyeler)

Kur’an-ı Kerim’de peygamberleri ve başlarına gelen olayları anlatan kıssalar da yer almaktadır. Ayrıca geçmişte yaşamış ve Allah’ın hükümlerine karşı geldikleri için Allah tarafından çeşitli bela ve musibetlerle cezalandırılmış olan bazı milletleri anlatan kıssalar da yer almaktadır. Bu milletlerin kıssalarının anlatılmasının hikmeti, insanların bunlardan ibret almalarını ve geçmiş ümmetlerin cezalandırılmalarına sebep olan davranışlardan uzak durmalarını sağlamaktır. Şu ayet, bu amacı belirtmektedir:

“Sizden önce nice (milletler hakkında) ilahi kanunlar gelip geçmiştir. Onun için, yeryüzünde gezin, dolaşın da (Allah’ın ayetlerini) yalan sayanların akıbetleri ne olmuş, görün de ibret alın!”[23]

  1. Dua ve Dua Ayetleri

Kur’an-ı Kerim’de duaya dair hususlar da bulunmakta ve yapılan duaların Allah tarafından kabul edileceği belirtilmektedir:

“Rabbiniz şöyle dedi: Bana dua edin, duanıza cevap vereyim.”[24]

Zira insanın günahlarını affedecek olan Allah’tır. O’nu, ahirette azaptan kurtaracak olan da Allah’tır. Bundan dolayı Kur’an, insanın yaptığı hatalarının, işlediği günahlarının bağışlanması ve ahirette kurtuluşa ulaştırması için Allah’a dua etmesi ve ondan yardım istemesi gerektiğini belirtmekte ve bu konuda bize dua örnekleri sunmaktadır. Bu dualardan birisi şudur:

“...Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma. Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme. Rabbimiz! Bize, gücümüzün yetmediği şeyi taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bize acı. Sen bizim Mevla’mızsın; kâfirlere karşı bize yardım et.”[25]

Kur’an-ı Kerim’de pek çok dua ayeti bulunmaktadır. İnsan, Cenab-ı Hakk’a dua etmeli, ona sığınmalı, ondan yardım ve bağışlama dilemeli, ona güvenmelidir. Duasının kabul olunması için de Allah’a itaat etmeli, onun emirlerini yerine getirmelidir ve yasaklarından da kaçınmalıdır. Doğrudan Rabbine dua edip O’ndan bir şeyler dileyebilmenin ne büyük bir nimet olduğunun bilincinde olmalıdır. Dua etmeli, ihlasla dua edebilmeyi dilemeli, dua edebildiği için şükretmelidir. Dua insanın hayatının anlamıdır ve kulluğun özüdür. Öyle ki  Allah Teâlâ buyurur;

“(Resûlüm!) De ki: Duanız (kulluk ve yalvarmanız) olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?” (Furkân, 77)

Dipnotlar:

[1] En’am sûresi, 102- 103; İhlas sûresi, 1-4; Furkan sûresi, 2. ayetler. [2] Nahl sûresi, 49. ayet. [3] Bakara sûresi, 213. ayet. [4] İnfitar sûresi, 1-5. ayet. [5] Yasin sûresi, 51. ayet. [6] Hicr sûresi, 99. ayet. [7] Asr sûresi, 1-3. ayetler. [8] Ahzab sûresi, 70. ayet. [9] İsra sûresi, 35-37. ayetler. [10] Nahl sûresi, 90. ayet. [11] Maide sûresi, 90. ayet. [12] Kalem sûresi, 3. ayet. [13] Teğabun sures, 3. ayet. [14] Nebe Sûresi, 6-16. ayetler. [15] Zûmer Sûresi, 6. ayet. [16] İsra Sûresi, 35. ayet. [17] Nise süresi.29. ayet. [18] Maide Sûresi, 32. ayet. [19] Ali İmran sûresi, 104. ayet. [20] Tevbe sûresi, 41. ayet. [21] Maide Sûresi, 44; Nisa Sûresi, 163; Maide Sûresi, 46; İbrahim Sûresi, 52. ayetler. [22] Ahzab sûresi. 21, 45-46. ayetler. [23] Ali İmran Sûresi, 137. ayet. [24] Mü’min sûresi, 60. ayet. [25] Bakara sûresi, 285. ayet.

Kaynak: İslam Akaidi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

KUR'AN'IN ANA KONULARI NELERDİR?

Kur'an'ın Ana Konuları Nelerdir?

KUR'AN-I KERİM HAKKINDA GENEL BİLGİLER

Kur'an-ı Kerim Hakkında Genel Bilgiler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • projeyi yaptım kopyala yapıştır

    ödevim için çok yardımcı oldu ty

    TEŞEKKÜRLER :)

    bence çok hoş

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.