Kurban Fedakarlık Demektir

Kurban bayramı Allah için yapılan fedakârlıkların bir şehâdetnâmesidir. Fedakârlığın, mâşerî vicdanda yaşanmasıdır.

İman, en büyük muhabbettir. Muhabbet ise ispat ve bedel ister. Gerçek bir muhabbetin kantarı da fedakârlıktır. Yani fedakârlığın kadar muhabbetinde samimîsin demektir.

İnsan en büyük bedelleri, muhabbeti uğruna öder. Muhab­bette samimiyetin alâmeti, sevilen uğrunda girilen risk, yapılan feda­kârlık, katlanılan zorluklardır. Sevdiği için kendi rahatından, im­kâ­nından, menfaatinden vazge­çemeyen, gerçek mânâda seven değildir.

Gerçek mânâda seven biri, sevdiğine fedakârlıkta bulunmayı aslâ bir zahmet, külfet ve mihnet olarak görmez. Bilâkis târifsiz bir zevk, doyumsuz bir lezzet ve hakikî saâdet olarak telâkkî eder. Sevdiği uğruna canını bile verse, bunu az görür.

KURBAN İBADETİNE TÂZÎM

Kurbanlar, İslâm’ın şiarlarındandır. Dolayısıyla kurbana ehemmiyet göstermek, îman ve takvâ alâmetidir. Nitekim Hac sûresinin 32. âyet-i kerîmesinde:

“…Her kim Allâh’ın şiarları/nişâneleri (olan kurbanlıklar)a tâzim eder/saygı gösterirse, şüphesiz bu, kalplerin takvâsındandır.” buyrulmaktadır. Dolayısıyla imkân varsa, kesim esnâsında; huşû, tâzim ve ihtiram duyguları içinde kurbanın yanında beklemek, makbul görülmüştür. Nitekim Resûlullah (s.a.s.) Efen­dimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Ey Fâtıma! Kalk, kurbanının yanında bulun! Şunu iyi bil ki onun kanından yere düşen ilk damla ile, işlemiş olduğun (küçük) günahlar affedilir.” (Hâkim, IV, 247/7524; Heysemî, IV, 17; Beyhakî, Şuab, V, 483)

İslâm’ın şiarlarından olan kurban ibadetine tâzim ve hürmet hususunda büyüklerimiz Sâmi Efendi Hazretleri ve pederim Mûsâ Efendi de büyük titizlik gösterirlerdi:

–Bir çukura iki kurban kestirmezlerdi.

–Kurbanın gözünü bağlatırlardı.

–Kesileceği yere zorla iterek sürükletmezlerdi. Şâyet küçükbaş bir kurban ise, kucağa alınarak şefkat ve mülâyemetle götürülmesini isterlerdi.

–Hayvana eziyet vermeyecek şekilde güzelce kesilmesini ve kanının iyice boşalmasını arzu ederlerdi.

–Kurban kesilirken başında bulunur, getirilen sandalyeye oturmaz, bir ibadet vecdiyle ayakta beklerlerdi.

Kurban ibadetinde takvâ alâ­meti olan bu nevî âdâba da mümkün mertebe riâyet etmek gerekir. Zira âyet-i kerîmede buyrulduğu üzere:

“Onların ne etleri ne de kanları Allâh’a ulaşır; fakat O’na sadece sizin takvânız ulaşır…” (el-Hac, 37) Mevlânâ Hazretleri de:

“Sakın ola ki keçinin gölgesini kurban etmeye kalkışma!..” buyurur. Zira kurban edilen hayvanın eti-kemiği, gölge varlıktır. Aslolan, onun ifade ettiği mânâdır. Yani Mevlânâ Hazretleri âdeta; “Sakın ola ki sen kurbanı; koyun kesmek, kebap yemek, kendine ziyafet çekmekten ibaret zannetme!” buyuruyor. Zira kurban, gönüldeki takvâ hissinin ve Allah muhabbetinin bir sembolüdür.

GERÇEK BAYRAM

Ramazan bayramı; oruçla, riyâzatla, takvâ ile geçirilen bir ayın ardından lûtfedilen sevinç günleriydi. Kurban bayramı da Allah için yapılan fedakârlıkların bir şehâdetnâmesidir. Fedakârlığın, mâşerî vicdanda yaşanmasıdır.

Kurban bayramı, bilhassa zor zamanlarda din kardeşliğini yaşama bayramıdır. Toplumumuzdaki fakirler, garipler, İslâm coğrafyalarındaki mazlumlar, muhtaçlar ve çaresizlere kurban vesîlesiyle de olsa tebessüm ettirme bayramıdır.

Mü’min, din kardeşinin sevincini paylaşmak kadar hüznünü paylaşmaya da gönüllü olmalıdır. Bilhassa İslâm coğrafyasının zor günler geçirdiği zamanımızda din kardeşlerimize daha fazla sahip çıkmaya gayret göstermeliyiz. Meselâ, düğünler bir sevinç ve mutluluk günüdür. Fakat Rasûlullah (s.a.s.) Efendimiz, o sevinci paylaşmaya zenginler davet edilip fakirler mahrum edilirse, “o ne kötü bir düğün ziyafetidir” buyuruyor.

Buna kıyasla diyebiliriz ki, bayramlar da sevinç günleridir. Fakat bayramlar, zenginiyle fakiriyle bütün ümmetin sevinç günü olmalıdır. Zenginlerin şımarıkça eğlendiği bir tatil günü olmamalıdır. Bilhassa fakir-fukara, garip, kimsesiz, mazlum, dul, yetim ve muhtaçlarla bayramlaşmak ve onların gönüllerini almak, bayramı gerçek mânâsıyla idrâk ve ihyâ etmektir.

Kurban bayramı; ikram, ihsan ve fedakârlık günleridir. Kurban etinden mahrum olan, senede bir defa kurban vesîlesiyle et yiyebilen dünyada sayısız müslüman mevcut. Onlara kurban vesîlesiyle İslâm kardeşliğinin güzelliğini tattırmalıyız. Hattâ kurban bayramındaki vâcip kurbandan sonra da imkân buldukça o kardeşlerimize sadaka, şükür, adak gibi kurbanlarla bu ikramlara devam etmeye gayret göstermeliyiz.

Velhâsıl din kardeşlerimizi dâimâ kendimize zimmetli görmeliyiz ki hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyâmet günü Arş’ın gölgesinde gölgelenen 7 zümreden birine dâhil olabilelim… Cenâb-ı Hak, kurban ibadetini rızâsına muvâfık bir şekilde edâ edebilmeyi cümlemize nasîb eylesin. Kurbanlarımızı kendisine yakınlık vesîlesi kılsın. Âmîn.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 402. Sayı

İslam ve İhsan

KURBAN NEDİR?

Kurban Nedir?

KURBAN NEDİR? KURBANIN ÖNEMİ, HİKMETİ VE FAYDALARI NELERDİR?

Kurban Nedir? Kurbanın Önemi, Hikmeti ve Faydaları Nelerdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.