Kurban Yükümlülüğünün Şartları Nelerdir?

Kurban ortaklarında aranan şartlar ve ortakların dikkat etmesi gerekenler...

KURBAN ORTAKLARINDA ARANAN ŞARTLAR

MÜSLÜMAN OLMAK

Kurban dinimizce emredilmiş bir ibadet olduğundan, bu ibadeti yerine getirmek için Müslüman olmak gerekir. Müslüman olmayan birisinin kendi adına keseceği hayvan, “kurban” yerine geçmez.

Bu durumu bir örnekle açıklayacak olursak: Büyük baş bir hayvanı en fazla yedi kişi kurban edebilir. Buna göre, altı Müslüman, kurban etmek üzere, ortaklaşa büyük baş bir hayvan alsalar ve yedinci ortak da bir gayrimüslim olsa, bu ortakların keseceği hayvan, “kurban” olmaktan çıkar. Bu kişiler kurban görevlerini yerine getirmemiş olurlar. Zira ortakların tamamının Müslüman olması gerekir.

AKILLI OLMAK

Dinin emir ve yasakları, akli dengesi yerinde olan insanlar içindir. Akıl hastası olan kişiler dini sorumluluk taşımadıklarından, diğer ibadetler gibi kurban ibadetiyle de mükellef değillerdir. Dolayısıyla bu kimselerin, kurban kesmesi gerekmez.

ERGİNLİK ÇAĞINA GELMİŞ OLMAK

Erginlik çağına ulaşmamış olan çocukların dini sorumlulukları henüz başlamadığından, onlar da kurban kesmekle mükellef değillerdir. Dolayısıyla, erginlik çağına ulaşmamış zengin çocukların kurban kesmesi vacip değildir.  Ancak keserlerse bundan sevap kazanırlar. Kestikleri bu kurbanların, kendileri için kaza ve belalara karşı siper olacağı umulur.

Hanefî mezhebinde Ebu Hanife ve Ebu Yusuf ile Malikî ve Hanbelî mezheplerine göre, kurbanla yükümlü sayılmak için akıl ve bulûğ şart değildir. Gerekli mali güce sahip olan küçük çocuklar ve akıl hastaları adına veli ya da vasileri tarafından kurban kesilir. Hanefi fakihlerinden İmam Muhammed ve Züfer ile Şafiîlere göre ise kurban mükellefiyeti için akıl ve bulûğ şarttır. Hanefî mezhebinde genel kabul gören ve uygulamada ağırlık kazanan görüş İmam Muhammed’in görüşüdür.

ZENGİN OLMAK

Bir kişinin, kurban kesmekle sorumlu olması için, temel ihtiyaçları dışında 80 gr. altın veya bu değerde mal ya da paraya sahip olması gerekir.  Buna ilmihal kültüründe, “nisap miktarı mal ya da paraya sahip olmak” denir. Kurban kesmek için, bu miktarın üzerinden bir yılın geçmesi gibi bir şart aranmaz. Dolayısıyla kurban bayramı günlerinde bu miktarda mal veya paraya sahip olan kişi, dinen zengin sayılır ve kurban kesmesi vaciptir.

Kişinin yıllık geliri, yıllık ev ihtiyacını, aylık geliri de aylık ihtiyacını karşılamıyorsa veya gelirleri ihtiyaçlarını ancak karşılıyorsa ve bu kazancıyla para biriktiremiyorsa, bu kimse İmam-ı Muhammed’e göre fakirdir. Kurban kesmesi vacip olmaz.

Kurban bireysel bir ibadet olduğu için, nisap miktarı mala sahip olan herkesin ayrı ayrı kurban kesmesi vacip olur. Ailede sadece bir kişi çalışıyorsa ve nisap miktarı malı varsa, bu durumda, aile içinde yalnız onun kurban kesmesi vacip olur

SEFERİ (YOLCU) OLMAMAK

Kurban bayramı günlerinde yolcu olan yani ikamet ettiği yerden, 15 günden az bir süre için, 90 km ve daha uzak bir yerde bulunan kimsenin kurban kesmesi vacip değildir.

Kaynak: Dr. Recep Özdirek, Kurban İbadeti, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.