Kurtuluşa Erenler Kimlerdir?
Kimler kurtuluşa erecekler? Allah yolunda harcamanın mükâfatı...
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Sizden, hayra dâvet eden ve iyiliği emredip kötülükten nehyeden bir topluluk bulunsun. İşte onlar felâha erenlerdir.” (Âl-i İmrân, 104)
Resûlullah (s.a.s.) buyurdular:
“Hidâyet yoluna dâvet eden kimse, ona tâbî olanların ecirleri kadar ecir alır. Bu, kendisine tâbî olanların ecrinden de bir şey eksiltmez! Kötü bir yola dâvet eden kimse de, kendisine tâbî olanların günahları kadar günah alır. Bu da, ona tâbî olanların günahlarından hiçbir şey eksiltmez!...” (Müslim, İlim, 16; Ebû Dâvûd, Sünnet, 6/4609)
Hz. Ebûbekir (r.a.), servetinin çoğunu köleleri hürriyetine kavuşturmak ve onların hidâyetine vesîle olmak için sarf ederdi. Zîrâ bir mü’mini sevindirmek ve onun kulluk vazifelerini huzur içinde îfâ edebilmesini sağlamak, Hz. Ebûbekir (r.a.) için târif edilmez bir saâdet kaynağı olmuştu. Servetini bu şekilde harcayıp tüketmesinden hoşlanmayan babası Ebû Kuhâfe birgün:
“–Oğlum, sen hep zayıf ve güçsüz köleleri satın alıp âzâd ediyorsun. Madem köle âzâd edeceksin, şöyle güçlü-kuvvetli köleler satın al da tehlike ve kötülüklere karşı önünde durup seni korusunlar.” dedi.
Hz. Ebûbekir (r.a.) ise:
“–Babacığım, benim böyle davranmakta yegâne maksadım Allâh’ın rızâsını kazanmaktır. Ben onları âzâd etmekle ancak Allah katındaki mükâfâtı istiyorum.” dedi.
ALLAH YOLUNDA HARCAMANIN MÜKÂFATI
Hz. Ebûbekir’in (r.a.) bu ve benzeri cömertlik ve hizmetlerini medhetmek üzere şu âyet-i kerîmeler nâzil oldu:
“Malını Allah yolunda harcayıp takvâ sâhibi olan (haramlardan sakınan ve), o en güzel kelimeyi (kelime-i tevhîdi) tasdik eden kimseyi Biz de en kolay yola muvaffak kılarız.” (el-Leyl, 5-7)
Âlemlerin Fahr-i Ebedîsi, bir hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurmuşlardır:
“Hidâyet yoluna dâvet eden kimse, ona tâbî olanların ecirleri kadar ecir alır. Bu, kendisine tâbî olanların ecrinden de bir şey eksiltmez! Kötü bir yola dâvet eden kimse de, kendisine tâbî olanların günahları kadar günah alır. Bu da, ona tâbî olanların günahlarından hiçbir şey eksiltmez!..” (Müslim, İlim, 16; Ebû Dâvûd, Sünnet, 6/4609)
Görüldüğü gibi hem hakkı ve hayrı tebliğ, hem de şerre ve bâtıla dâvet yönündeki faaliyetlerin karşılığı, kar topunun yuvarlanarak büyük bir çığa dönüşmesi gibi katlanarak artmaktadır.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 2, Erkam Yayınları