Kuru Ekmeği Islatıp Yiyorlar

Suriye'de Beşşar Esed rejiminin, askeri kuşatmada tuttuğu Doğu Guta'da babaları rejimin saldırılarında ölen 12 bine yakın çocuktan, 4 bini acil yardım bekliyor.

Başkentin doğusundaki Doğu Guta, yaklaşık 5 yıldır Esed rejimi ve destekçisi yabancı terörist grupların askeri kuşatmasında bulunuyor.

Rejim, 450 bin civarında kişinin yaşadığı bölgeye insani yardım girişlerine izin vermiyor. Yaklaşık 5 yıldır süren yoğun saldırılar, 12 bine yakın çocuğu yetim bıraktı.

4 BİN YETİM ACİL YARDIMA MUHTAÇ

Bölgedeki sivil toplum kuruluşlarından (STK) Hayırsever Yetimler Derneği sorumlusu Beyan el-Hamadi, AA muhabirine yaptığı açıklama, ''Guta'daki 12 bin yetimden bin 500'ü yardım alırken, 4 bin civarında yetim ise acil yardıma muhtaç durumda." dedi.

El-Hamadi, bölgenin uzun süredir ablukada olduğunu vurgulayarak, "Guta'da hayat çok pahalı. Bölgeye para girişi de olmuyor. Para girişi olmadığı için ihtiyaç sahiplerine gerekli yardımlar yapılmıyor. Burada yetim ailelerin durumu çok kötü ve her gün kötüye gidiyor.'' diye konuştu.

Bir başka yerel STK İnsani Müjdeler Derneğinin yetkilisi Mahir Ebu Ubeyde de "Doğu Guta bölgesinde kayıtlarımıza göre yaklaşık 12 bin yetimin yüzde 30'unun yaşam biçimi yoksulluktan ibaret." ifadesini kullandı.

'Guta'da şartların her geçen gün ağırlaştığına dikkati çeken Ubeyde, "Yardım kuruluşlarından acil bir şekilde dar gelirli yetim ailelerine yardımda bulunmasını istiyoruz.'' dedi.

KURU EKMEĞİ ISLATIP ÇOCUKLARA YEDİRİYORLAR

İki yetim torununa bakan Um Muhammed de 6 ay önce rejimin Duma ilçesine düzenlediği saldırıda oğlunu yitirdiğini söyledi.

Muhammed, ''İster inanın ister inanmayın. Komşularım dere kenarında topladığı semiz otunu bana da getiriyor. Ben de semiz otunu haşlayıp yetim Muhammed ile Ayşe'ye yediriyorum.'' dedi.

Ramazan Bayramı'nda komşularından aldığı kabakları, pilav ile torunlarına yedirdiğini anlatan Muhammed, şöyle devam etti:

"Ramazan ayında ilçede bir yardım kuruluşuna gittim. Yardım etmediler. Oğlum sağken geçiniyorduk. Şimdi inanın olmuyor. Evimize ilaç ve yiyecekleri oğlum getirirdi. Şimdi kimsemiz yok. Kapımızı çalanımız da kalmadı. Allah'tan başka kimsemiz kalmadı. Durumumuz çok kötü. Param, pulum yok. Çocuklar çay istiyor. Çayım yok. Çay olsa şekerim yok. Yine de Allah'a şükürler olsun, en azından su bedava. Çay ve şekeri bulunca çocuklar, çayı küçük kahve bardaklarında içiyor. Komşulardan aldığım kuru ekmeği ıslatıp çocuklara yediyorum. Bir gün aç, bir gün de yarı tok yatıp kalkıyoruz.''

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.