Kurumaya Yüz Tutmuş Ağaçları İki Yıldır Yeniden Yeşertiyor

Konya'da 52 yaşındaki Kazım Uslu, kurumaya yüz tutmuş ağaçların bakımını iki yıldır gönüllü yapıyor.

Bir sitede bahçıvanlık yapan ve iş dışında da bütün vaktini ağaçlara, çiçeklere, doğaya ayıran Uslu, İstanbul'da peyzaj düzenleme işinde çalışırken 2 yıl önce oğlunun tayini çıkınca Konya'ya yerleşti.

Burada kendisine faydalı bir uğraş arayan Uslu, önce bir süre kentin doğal alanlarını gezdi. Selçuklu ilçesinde bulunan ağaçlık alana giden Uslu, 2 yılda buradaki 500 ağacın bakımını yaptı.

AĞAÇ BAKIMINI TERAPİ GİBİ GÖRÜYOR

Uslu, doğada vakit geçirmeyi sevdiğini, ağaç bakımlarının kendisine terapi gibi geldiğini söyledi.

Konya'ya taşınınca kendisini boşlukta hissettiğini anlatan Uslu, "Çünkü eskiden de sürekli ağaçlarla haşır neşirdim. Burada dağlara çıktım. Bu bölgede pek ağaç yoktu. Tek tük alıç ağaçları vardı, çalı haline gelmişlerdi. Bunların bakımını yaptım, toparladım. Şu anda meyve vermeye başladılar. Çalıları birer ağaca dönüştürüyorum. Çevre düzenlemesini de yapıyorum." ifadesini kullandı.

EVLATLARI GİBİ GÖRDÜĞÜ HER BİR AĞACA ÖZENLE BAKIYOR

Uslu, ilk ziyaretinde bölgede insanların gölgesinde oturabileceği bir ağaç bile göremeyince üzüldüğünü belirterek, şöyle konuştu:

"Bu ağaçların bakımlarını yaptım. Şu anda insanlar geldiği zaman burada gölgesinde oturabilecekleri bir ağaç bulabilecekler. Bu ağaçlara şu anda el değmese dahi 100 yaşına kadar yaşarlar. Çünkü kapalı olan köklerini açtım. Ağacın kökü kapalı olduğu zaman güneş almaz, hava almaz, o ağaç gelişmez. Bana 'Ormancı baba' diyorlar. Böyle adımız 'Ormancı baba'ya çıktı. Bölgede yaklaşık 500 ağacı canlandırdım, binlerce ağaca da dokundum. Ağaçları evlatlarım gibi görüyorum, her birine emek veriyorum. Son nefesimde elimde bir fidan varsa onu toprakla buluşturmadan ölmek istemiyorum. Konya'da hedefim yılda 2 bin ağaç."

Yaptığı ağaç bakım çalışmalarına ait görüntüleri sosyal medyada paylaştığını vurgulayan Uslu, yurt içi ve dışından takipçilerinin görüntüleri ilgiyle takip ettiğini, gönüllülerin destekleriyle daha güzel çalışmalar yapılabileceğini kaydetti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

AĞAÇ DİKMENİN FAZİLETİ İLE İLGİLİ HADİSLER

Ağaç Dikmenin Fazileti ile İlgili Hadisler

AĞAÇ KESMEK VE AĞAÇ DİKMEK İLE İLGİLİ HADİSLER

Ağaç Kesmek ve Ağaç Dikmek İle İlgili Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.