Küsuf ve Husuf Ne Demek?

Küsuf ve Husûf nedir, ne anlama gelir? Küsûf ve Husûf kelimelerinin sözlük anlamı nedir? Küsûf ve Husûf kelimeleri Kur’an ve hadislerde geçiyor mu?

Küsûf, “Ay’ın güneşle Dünya arasına girerek Güneş ışığını engellemesi, Güneş tutulması” demektir. Husûf ise Ay veya Güneş tutulması anlamında bir terimdir.

KÜSUF VE HUSUF NEDİR?

Sözlükte “örtmek; kararmak” anlamlarına gelen Küsûf, Güneş için kullanıldığında Ay’ın Güneş’le Dünya arasına girerek Güneş ışığını engellemesi yani Güneş tutulması olayını ifade eder.

Küsûf kelimesiyle anlam bakımından ilişkili olan ve sözlükte “batmak, görünmez olmak” mânasına gelen Husûf ise Ay ile ilgili olarak kullanıldığında Dünyanın Ay ile Güneş arasına girerek Ay’ın yüzeyine Güneş ışığının ulaşmasını engellemesi yani Ay tutulması demektir. Küsûf ve Husûf kelimeleri Güneş ve Ay tutulması hakkında birbirinin yerine kullanılmakla birlikte fıkıh ve astronomi literatüründe genellikle Güneş tutulması için Küsûf, Ay tutulması için Husûf kelimesi yaygınlık kazanmıştır. Diğer taraftan Güneş ve Ay tutulmasının ikisine birden “Küsûfân” veya “Husûfân” denildiği de olur.

Kıyamet günü meydana gelecek hadiselerin biri olarak Ay’ın tutulacağına işaret eden âyet (el-Kıyâme 75/8) dışında Kur’an’da Küsûf ve Husûf Ay ve Güneşle ilgili olarak geçmez. Hadislerde de bu iki kelime, olayın kozmik yönünü değil Güneş ve Ay tutulması esnasında yapılması istenen ibadetlere dair açıklamalar vesilesiyle yer almaktadır. (Wensinck, el-Muʿcem, “ḫsf”, “ksf” md.leri)

Kaynak: DİA

İslam ve İhsan

KÜSUF VE HUSUF (GÜNEŞ VE AY TUTULMASI) NAMAZI İLE İLGİLİ HADİSLER

Küsuf ve Husuf (Güneş ve Ay Tutulması) Namazı ile İlgili Hadisler

KÜSUF VE HUSÛF NAMAZI NASIL KILINIR?

Küsuf ve Husûf Namazı Nasıl Kılınır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.