Leyl Suresi 11. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Leyl Suresi 11. ayeti ne anlatıyor? Leyl Suresi 11. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Leyl Suresi 11. Ayetinin Arapçası:
وَمَا يُغْن۪ي عَنْهُ مَالُهُٓ اِذَا تَرَدّٰىۜ
Leyl Suresi 11. Ayetinin Meali (Anlamı):
O, baş aşağı cehennemin çukuruna doğru yuvarlanırken malı kendisine hiçbir fayda sağlamaz.
Leyl Suresi 11. Ayetinin Tefsiri:
Birinci
gruptaki insanın tam zıddı olarak bu gruptaki insanın da üç belirgin vasfı öne
çıkarılır. Her biri onun kötülüğünü resmeder:
› O insan
cimridir. Malını harcanması gereken yerde harcamaz. Ya biriktirir yığar, veya
sorumsuzca nefsânî yollarda harcar. Onu Allah için hayırlı yollarda kullanmaz.
› müstağnîdir.
Kendisinin artık kimseye ihtiyacı olmadığını sanır. Özellikle Allah’a, O’nun rızâsına,
vereceği sevaba ihtiyacı olmadığını düşünür. Allah’ı hatırına getirmez. Yaptığı
işlerden Allah’ın hoşnut olup olmadığına aldırmaz. Sadece dünyadaki maddi
menfaati için uğraşır durur. Bütün gayretini bu maksat için sarf eder. Kendinin
zengin olduğunu, doyuma eriştiğini, en güzel sonucu peşinen bulduğunu, ilerisi
için hiçbir ihtiyacı kalmadığını, artık günahlardan korunmak gibi bir derdinin
bulunmadığını sanır. Geleceği, âhireti
hiç hesaba katmadan malıyla, dünya lezzetleriyle itminân bulur. Âhiret
nimetlerine ihtiyacı kalmadığını zanneder.
Şu
âyet-i kerîme onun bu gaflet haline ne güzel anlatır:
“Mahşer günü huzurumuza çıkacaklarını hiç hesaba katmayan, dünya
hayatını âhirete tercih ederek nihâî mutluluk, tatmin ve huzuru onda arayan ve
hem kevnî hem de kavlî âyetlerimize büsbütün ilgisiz kalanlar var ya,
kazandıkları günahlar yüzünden onların varacağı yer cehennemdir.” (Yûnus
10/7-8)
› O, “en
güzeli” yalanlar. Kur’ân-ı Kerîm’in ve Peygamber (s.a.s.)’in haber verdiği
itikat, ibâdet, muâmelât ve ahlâk ile ilgili ne kadar güzel haberler, esaslar
varsa hepsini yalan sayar. İyilerin, iyilik yapanların cennete gideceğine, asıl
mükâfatlarını orada alacaklarına inanmaz. Hâsılı Allah’a ve âhirete imanı
yoktur.
Bu
tip insanlara va’dedilen de “en zor olanın kolaylaştırılması”dır. İnanmadığı
için ibâdetleri, güzel işleri yapmak ona zor gelir. Bunların yapmaktan hoşlanmaz.
Buna mukâbil günahları işlemek kolaylaşır. Kötü işleri yapmaktan zevk alır.
Kötüyü iyi sanır. Şehvetleri gözünde süslü hale gelir. Böyle yapa yapa alçalır.
Sonunda ölüp kabir çukuruna, oradan da cehennem çukuruna yuvarlandığı vakit, o
çok değer verdiği malı mülkü kendisine hiçbir fayda sağlamaz. Şu âyet-i kerîmeler
bu tip kimselerin hâline ışık tutar:
“…Allah kimi de sapıklığa düşürmek isterse, onun göğsünü göğe
yükseliyormuşçasına dar ve sıkıntılı yapar. Allah, iman etmeyenlerin başına
böyle belâ ve sıkıntılar yağdırır.” (En‘âm 6/125)
“Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin. Doğrusu namaz çok ağır
ve çetin bir iştir. Ancak o, Allah’a duyduğu derin saygıdan kalbi ürperenlere
ağır gelmez.” (Bakara 2/46)
İnsanları
bekleyen böylesine değişmesi imkansız gerçek bir sonuç olduğu içindir ki
Cenab-ı Hak, onlara doğru yolu göstermeyi üzerine alıyor:
Leyl Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Leyl Suresi 11. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...