Leyle-i Regaip Nedir?

Leyle-i Regaip ne demektir? Leyle-i Regaip ve duaların geri çevrilmediği beş gece.

Regaip kandili, dini literatürümüzde “Üç Aylar” olarak bilinen rahmeti, bereketi ve mağfireti bol olan manevîyât mevsimine girdiğimizin habercisidir.

Cenâb-ı Hak -celle celalühu- buyuruyor:

“(Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız.” (Fatiha, 5)

Hadis-i şerifte buyrulur:

“Beş gece vardır ki onlarda yapılan dualar geri çevrilmez: Bunlar: Receb’in ilk cuma gecesi, Şaban’ın 10 beşinci gecesi, cuma geceleri, Ramazan Bayramı gecesi, Kurban bayramı gecesi.”(Camiu’s-Sagîr, c. III, s. 454.)

Regaip kandili, dini literatürümüzde “Üç Aylar” olarak bilinen rahmeti, bereketi ve mağfireti bol olan manevîyât mevsimine girdiğimizin habercisidir. Regaip, elde edilmesi arzu edilen değerler, ihsanı bol, arzu edilen büyük sevap anlamlarına gelir.

YAPILAN DUALARIN GERİ ÇEVRİLMEDİĞİ 5 GECE

Recep ayının ilk cuma gecesine “Leyle-i Regaip” denir. bu gece, Allah’ın rahmet ve bağışlamasının bol olduğu, duaların kabul edildiği bir mübarek gecedir. Bazı gecelerde duaların reddedilmeyeceği buyrulur: “Beş gece vardır ki onlarda yapılan dualar geri çevrilmez: Bunlar: Cuma geceleri, Receb’in ilk cuma gecesi, Şaban’ın on beşinci gecesi, Ramazan ve Kurban Bayramı geceleri.” (Camiu’s-Sagîr, c. III, s. 454.)

REGAİP KANDİLİ NEDİR?

Regaip gecesi, mübarek bir gecedir. Zaten Regaip, nefis, arzu edilen, bahası ağır, ihsan ve lütfu bol anlamına gelen “Reğa-be”nin çoğuludur. Bu geceyi ibadetle ihya etmenin sevabı pek çoktur.

Kaynak: Dr. Kerim Buladı, Altınoluk Dergisi, Temmuz-2008

İslam ve İhsan

REGAİB GECESİ NEDİR? REGAİB KANDİLİNİN ÖNEMİ

Regaib Gecesi Nedir? Regaib Kandilinin Önemi

REGAİP GECESİ YAPILACAK DUA VE İBADETLER NELERDİR?

Regaip Gecesi Yapılacak Dua ve İbadetler Nelerdir?

REGAİP GECESİ NELER YAPILIR?

Regaip Gecesi Neler Yapılır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Regaip kandiliniz kutlu olsun

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.