Lohusalık Süresi ile İlgili Hadisler
Lohusalık (nifas) süresi ne kadardır? Lohusalık (nifas) süresi/müddeti ile ilgili hadisler...
Ümmü Seleme radıyallahu anha’dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanında lohusa kadınlar, lohusalıktan sonra kırk gün veya kırk gece beklerlerdi. (Namazı orucu terk ederlerdi) Biz ise yüzümüze (güzel kokulu) vers (otundan) sürerdik, dedi. (Ebû Dâvûd, Taharet, 121/311; Tirmizî, Ebvâb’ut-Tahâret, b. 105, N, 139, s. 256, c. 5; İbn-i Mâce, kitâb’ut-Tahâret, b. 128, n. 648, s 213 c. 1) Keleften (yüzdeki çillikten) dolayı sürüldüğünü kastediyor.
Hadisin Açıklaması
Lohusa kadınların yüzlerinde çillik olur, bu çilliği gidermek için güzel kokulu vers kullanırlardı. Kelef, yüzdeki çillik ve beneklere denir. Nifas; lügatta, çocuk doğurmaya denir. Istılahda ise, çocuk doğurduktan sonra gelen kana denir. İmâm-ı A’zam hazretleri ile Ahmed bin Hanbel hazretlerine göre nifasın en az müddeti bir aydır. En çok müddeti kırk gündür. İmâm-ı Şâfiî ve İmâm-ı Mâlik’e göre nifasın aşağı müddeti yok, yukarı müddeti altmış gündür. Ama, İmam Mâlik’in bu görüşünden döndüğü rivâyeti de var. Bir kadın çocuk doğurduktan sonra kanı üç gün sonra kesilse nifası bitmiş olur. Kadın nifas içinde Kâ’beyi tavaf edemez. Nifası bitince yıkanır. Geçirdiği oruçları kaza eder, ama namazı kaza etmez.
Nifaslı bir kadının kanı kırk gün devam eder, kesilirse yıkanır. İbadetine devam eder. Kırk günde kesilmezse yine yıkanır, ibadetine devam eder. Çünkü İmâm-ı Azam ile İmâm-ı Ahmed’e göre nifasın son müddeti kırk gündür, kırk günden sonra gelen kan özür kanı sayılır. Ama İmâm-ı Şâfiî’ye göre kırk günü geçse de altmış güne varmadıkça kadın nifaslı sayılır. İbadetini yapamaz, altmış günü geçerse o zaman özür kanı sayılır.
Altmışıncı gün yıkanır, sonra kan devam etse de ibadetini yapar, ama bir kadının çocuk doğurduktan bir saat sonra kanı kesilse ittifakla kadın nifasdan kurtulmuş olur, yıkanır, ibadetini yapar. İmâm-ı Azam’dan nifasın aşağı müddeti yirmi beş gün, İmam Ebû Yusuf’tan onbir gün diye de rivâyet olunmuştur. Ancak bu müddet kadın çocuk dünyaya getirip, boşanması temizlenmesine bağlanmışsa o zaman bu müddetten itibara alınır. Dürrül Muhtar’da kaydettiğine göre nifasın aşağı müddeti yoktur. (Bezl-ül-Mechüd, c. 2, s. 388)
*
Ezdiyye yani Müsse radıyallahu anha şöyle demiştir:
Hac edip, Ümmü Seleme’nin yanına girerek, ey mü’minlerin annesi, Cündeb’in oğlu Semure kadınlara hayızlı iken geçirdikleri namazların kazasını emir ediyor dedim. Bunun üzerine Ümmü Seleme; kaza etmezler. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in (yakınlarının) hanımlarından biri kırk gün oturur da, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem lohusalıktan geçen namazlarının kazasını emretmezdi.
Muhammed (bin Hatim), o kadının ismi Müsse, künyesi Ümmü Besse idi diyor. Ebû Dâvud da dedi ki:
Kesir bin Ziyad’ın künyesi Ebû Sehl’dir. (Ebû Dâvûd, Taharet, 121/312)
Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları
YORUMLAR