Maden Suyu Mu Soda mı?

Halk arasında her ne kadar maden suyu ve soda aynı şey gibi görünse de aslında arasında oldukça fark vardır. İşte maden suyu ve sodanın arasındaki farklar...

Çoğu insan için maden suyu ve soda mideyi rahatlatmak için içilen gazlı ve diğer gazlı içeceklere göre sağlıklı bir içecektir. Ancak bilmediğimiz bir şey var. Maden suyu ve soda aynı şey değil. Peki aralarında nasıl bir fark var? İşte Dr. Fevzi Özgönül soda ve maden suyu arasıdaki farkı böyle anlattı.

MADEN SUYU NEDİR?

Toplumumuzda belki de birçok insanın maden suyu ve sodanın isim farkı olsa da aynı etkide olduğunu düşündüğünü dile getiren Dr. Fevzi Özgönül, “İlk bilmemiz gereken, maden suyunun ne olduğudur. Yurt dışında mineralli su diye adlandırılan su ülkemizde kafamızı karıştırıyor.

Maden suyu, yeraltı sularından elde edilmiş içerisinde çözünmüş mineral tuzları, elementler ve gaz içeren sulara verilen addır. Mineralli suları diğer sulardan ayıran özellik, kaynağından elde edildiği anda mineraller içermeleridir. Maden suyu içinde; bikarbonat, sülfat, klorit, kalsiyum, magnezyum, florit, demir ve sodyum bulundurur.

İçilebilir nitelikteki herhangi bir suya karbondioksit ve bikarbonat eklendiğinde soda yapılmış olur.

DOĞAL MADEN SULARI

Maden suyu ve soda, ikisi de mideyi rahatlatma özelliğine sahiptir ancak sodanın bundan başka hiçbir işlevi yoktur oysa maden suyu aynı zamanda doğal bir mineral deposudur. Dolayısıyla tüketilmesi önerilen doğal maden sularıdır ve sodayla maden suyunu ayırt edebilmek için ürünün üzerindeki etiketi okuyup karar vermek çok önemlidir.” dedi.

Maden suyu içerdiği magnezyum, kalsiyum, flor gibi minerallerle mineral ihtiyacımızı karşılamak için güzel bir kaynaktır” diyen Dr.Fevzi Özgönül, açıklamasını şöyle sürdürdü; “İçerdiği sülfat ve bikarbonat iyonları sayesinde hem mide bağırsak sisteminde rahatlatıcı etkisi vardır, hem de böbrek fonksiyonlarını dengeler. Cilt için gerekli olan su ve mineral ihtiyacını da karşılar. Cildimize gergin ve diri kalmasını sağlar.

Özellikle yaz aylarında ve spor yaptıktan sonra ter ile kaybettiğimiz tuz ve minerallerin geri alınması in çok güzel bir alternatiftir. İçerdiği karbondioksit gazı sayesinde asitli içeceklere güzel bir alternatiftir. Aynı zamanda bikarbonat özelliği sayesinde mide asidinin çok olduğu durumlarda rahatlatıcı bir etkisi de vardır. Spor sonrasında ayran ile birlikte alındığında hem tok tutma hem de zayıflatma etkisi vardır. Maden suyunun içerdiği kalsiyum kemik yapısının, florür de ağız ve diş sağlığının gelişmesi için son derece yararlıdır.”

MADEN SUYUNUN ZARARLARI

Dr. Fevzi Özgönül, maden suyunun zararları konusunda ise şunları kaydetti; “Sağlığımız için kullanmak zorunda olduğumuz ilaçlarda bile bir doz vardır. Bu nedenle maden suyu içerken de bu doz çok önemlidir. Bu nedenle düzenli maden suyu içiyorsak onunda abartmadan günde 1 litreyi geçmeyecek şekilde tüketmekte yarar vardır.

Yemekle birlikte aldığımızda hem mineralli sudan hem besinlerden mineral emilimini kolaylaştırıyor. Bu nedenle yemek sırasında içecek olarak tercih edilebilecek bir alternatiftir. Fakat maden suyu diye satılan soda içerdiği azla bikarbonat neden ile yemek sırasında ve hemen sonrası içildiğinde mide ast dengesini bozarak sindirimi geciktirebilir.

Bazı maden sularında sodyum miktarı yüksek olabilir. Eğer tansiyon yüksekliği şikayetiniz varsa bu maden sularında tüketmemeniz önerilir. Soyum miktarının yüksek olup olmadığını etiketinden kontrol edebilirsiniz.

Gerçek maden suyunun bilinen bir zararı yoktur fakat ülkemizde maden suyu adı altında satılan sodanın içerisine katılan doğal olmayan aromalar, tatlandırıcılar ve aşırı bikarbonat içeriği nedeni ile zararı görülebilmektedir.”

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.