Maden Suyu Zararlı mı?

Ülkemizde maden suyu adı altında satılan bazı sodalar, içerisine doğal olmayan meyveli aromalar, tatlandırıcılar, aşırı bikarbonat içeriği ve renklendiriciler katıldığı için özellikle çocuklar ve gençler için risk taşımaktadır. Fakat sade, doğal maden suları sağlığa faydalı birer içecektir.

Şekerli ve asitli gazoz türü içeceklerden uzak durmak gerektiğini, artık çoğu insan biliyor. Bir bardak kola içine bir bozuk para atıp birkaç saat bekletince paranın nasıl temizlendiği görülür. Bunun sebebi, koladaki fosforik asitin, para üzerindeki oksit kaplamayı eritmesidir.

Kola türü asitli içecekleri içen kadınlarda kemik yoğunluğunun biraz daha düşük olduğu görülmüştür. Bunun sebebi, koladaki fosforik aside ve kafeine bağlanmıştır. Fakat bu maddeler, maden suyunda bulunmamaktadır. Bunların kemiklerin güçlenmesini sağlayan kalsiyumun emilimini azaltmış olabileceği ihtimali üzerinde de durulmaktadır.

Özellikle farklı asitli ve aromalı içeceklerin diş minesine zarar verdiği, hatta sık tüketildiğinde erittiği yönünde çalışmalar yapılmıştır. En fazla asit içeren içecekler bakımından kola, diyet kola, meyve aromalı asitli içecekler ve kahvenin başı çektiği görülmüştür. Ancak içilen asitli içeceğin miktarı kadar; ne şekilde içildiği, ağızda ne kadar tutulduğu da önemlidir. Bu içecekler, ağızda uzun süre kaldığında asit oranı yükseliyor. Ama içerken pipet kullanıp içeceğin doğrudan boğaza gitmesini sağlayarak zararı asgariye indirilebilir.

MADEN SUYU İÇMENİN ZARARI YOK

Peki, maden suları? Yapılan bir deneyde, çekilmiş sağlam dişler, meyve aromalı maden suyu dolu kaplarda yarım saat bekletilmiş. Dişlerin bir kısmına cila sürülmüş, bir kısmı ise tabiî hâliyle bırakılmış. Bu suyun, diş minesini yumuşattığı bilinen portakal suyu ile aynı tesiri bıraktığı görülmüş. Limon ve greyfurt gibi çok asitli meyveler ve suyu tatlandırmak için kullanılan sitrik asit (limon tuzu) bu aşınmanın sebebi olabilir.

Aroma katılmamış maden sularıyla yapılan deneyler daha azdır. Fakat aynı şekilde yapılan deneylerde, bu suların normal sudan daha asidik bir ortama sahip olduğu, ancak diş minesine zarar verme bakımından, diğer asitli içeceklere kıyasla 100 kat daha az tesir ettiği görülmüştür. Yani maden suyunda, diş minesine zarar verecek kadar güçlü bir asit yok denebilir. Ama maden suyunuzu gönül rahatlığıyla içmek istiyorsanız yanında bir de pipet alabilirsiniz.

Ülkemizde maden suyu adı altında satılan bazı sodalar, içerisine doğal olmayan meyveli aromalar, tatlandırıcılar, aşırı bikarbonat içeriği ve renklendiriciler katıldığı için özellikle çocuklar ve gençler için risk taşımaktadır. Çünkü bunlar, içilme miktarı ve sıklığı oranında uzun vadede çeşitli hastalıkların sebebi olmaktadır. Daha da önemlisi bu meyve aromalı sodalar ve gazozlara, üretim aşamasında dışarıdan % 0.3’e kadar alkol dâhil edilebilmekte veya bu soda ve gazozlar, kimyasal reaksiyon olarak aynı oranda kendi içinde alkol üretebilmektedir. Bundan dolayı GİMDES gibi bazı helâl sertifika kurumları, bunlara helal sertifikası vermemektedir.

Bize düşen; renksiz, aromasız, tabiî maden sularını tercih ederek çocuklarımıza örnek olmaktır. Hattâ evde hazırlanan sıkılmış meyve sularına maden suyu karıştırmak da farklı bir alternatif olabilir.

Velhâsıl bize emanet olan sağlığımızı korumada ne kadar hassas davranırsak, o kadar kazançlı çıkarız. Onun için sun’î/yapay yiyecek ve içeceklerin son derece arttığı günümüzde helâl ve temiz gıdaya çok daha fazla dikkat etmeliyiz.

Kaynak: Nejla Baş, Şebnem Dergisi, 152. Sayı

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.