Mahlas Ne Demek?
Mahlas: Bir kimsenin ikinci adı. Şâirlerin şiirlerinde kullandıkları ad. Halâs olunacak, kurtulacak yer anlamlarına gelir.
MAHLAS KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER
Mevlîd nâzımı Süleymân Çelebi:
“Bir aceb nûr kim güneş pervânesi...” mısrâı ile güneşin Allâh Rasûlü’ne pervâne olup etrâfında döndüğünü, yâni cemâdâtın dahî O’na âşık olduğunu ne güzel ifâde eder.
Muhibbî mahlasıyla yazan Kânûnî Sultân Süleyman, Varlık Nûru’na şöyle yalvarır:
Nûr-i âlemsin bugün hem dahî mahbûb-i Hudâ
Eyleme âşıkların bir lahza kapından cüdâ…
*****
Fâtih Sultan Mehmed Han, İstanbul’un fethini maddî sebepler kadar mâneviyat ricâlinin himmetine de atfetmektedir. Bundan dolayı kendisine gül atan Rum kızlarına hocası Akşemseddîn Hazretleri’ni
gösteriyor ve bu iltifatların, asıl onun, yani fetihte kendisine omuz veren mâneviyat ricâlinin hakkı olduğunu ifâde etmek istiyordu.
Onun, Akşemseddîn Hazretleri’ne gösterdiği tâzim, pek yüksektir. Öyle ki, İstanbul’u fethettiği gün etrafındakilere:
‘‘---Bende gördüğünüz bu sevinç ve huzur, yalnız bu kalenin fethinden değil; Akşemseddîn gibi azîz ve mübârek bir Allah dostunun benim zamanımda ve benimle beraber olmasındandır...’’ demesi, şâyân-ı dikkattir.
Şiirlerini «Avnî» mahlasıyla yazan Hünkâr’ın rûhî derinliğini aksettiren şu iki beytinde, onun i‘lâ-yı kelimetullâh dâvâsında Allâh’ın nebîleri ile velîlerine istinâd ettiği görülmektedir:
İmtisâl-i «câhidû fillâh» oluptur niyyetüm
Dîn-i İslâm’ın mücerred gayretidür gayretüm
*****
Kânûnî’nin aynı zamanda çok hassas bir kalbe sahip olması, onu şiir sanatına da yönlendirmişdir. “Muhibbî” mahlası ile çok güzel şiirleri vardır. Dîvânındaki gazellerinin sayısı 3000’e yaklaşır. Hastalığı sırasında yazmış olduğu şu beyt-i bercestesi, yani seçkin beyti dillerden düşmez:
Halk içinde mûteber bir nesne yok devlet gibi,
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi...