Mahmud Sami Ramazanoğlu Hazretleri’nin Yemek Adabı

VİDEOLAR

Sami Efendi, nasıl yemek yerdi? Abdullah Sert Hocaefendi, Mahmud Sami Ramazanoğlu Hazretleri’nin sofra ve yemek yeme adabını anlatıyor.

SAMİ EFENDİNİN YEMEK YEME ADABI VE SOFRA DUASI

Muhterem Üstâz Hazretleri yemek hususlarında çok dikkatli idiler.

Yemek evvelinde ve sonunda muhakkak ellerini yıkarlardı. Sofraya gayet tazimli olarak iki dizleri üzerine otururlardı. Katiyyen arkalarına dayanmazlardı. Önlerine ne konursa onu huzurla yerler, besmele ile başlayıp hamdele ile bitirirlerdi (yani elhamdülillah diyerek).

Yemeğe tuzla başlarlar, lokmaları gayet küçük alırlar, çok çiğnerler, yemeği ağır ağır sükûnetle yerlerdi. Daima önlerinden alırlardı. Yemek çok sıcak ise soğuması için üzerine üflemezler, serinlemesi için beklerlerdi. Bilhassa yemeğin, sessizlik, uyanıklık, huzûr içinde yenilmesine çok itinâ ederlerdi. Agâhlıkla yenilmeyen gıdanın gaflete vesîle olacağını ihsas ederlerdi.

Yemek seçmezler, az olmak şartıyla hepsinden birer ikişer lokma alırlardı. Uyanıklıkla yenen her lokmanın maneviyâtın tekâmülüne yardımcı olduğunu beyân buyururlardı. Önlerine ne konulursa, kuru ekmek dahi olsa büyük bir tazimle şükürle yerlerdi. Bir defa olsun az pişmiş, tuzlu veya tuzsuz, tatlı veya tatsız, lezzetli veya lezzetsiz olmuş gibi sözler sarfettikleri vâkî değildir.

Yerde yemeyi tercih ederler, masada hazırlanmış ise onu da kabullenirlerdi. Yemek taksimli bir şekilde ayrı ayrı tabaklara konuluyorsa, sofrada bulunan eşhasın yemekleri tam olarak önlerine konulmadan yemezler, onları beklerlerdi. Tamamlanınca hep beraber yemeğe başlarlardı. Her şeyin vaktinde yapılmasını istedikleri gibi, nizâm bakımından yemeğin de saatinde hazır olmasını arzu ederlerdi. Önlerine katiyyen yemek dökmezler peçeteyi de yemeği müteakip aynı şekline sokardı. Yemeği yine tuzla bitirirler ve şu duayı tane tane okurlardı:

Arapça:

Türkçe Okunuşu: “Elhamdülillahillezi et amena ve sekana ve cealena minel müslimin. Allahümmağfir verham vehfaz sahibet taami vel akiline ve limen sea fihi velicemiıl mü'minine vel mü'minat. Allahümme nevvir kulubena bi envari mehabbetike ve zikrike ya zel celali vel ikram. Allahümme ahyine hayaten tayyibeten bis-sıhhati ves-selameti vel-afiyeh. fiddini veddünya vel ahirah. İnneke ala külli şeyin Kadir. Allahümme inna nes'elüke temamen nığmeti ve devamel afiyeh ve husnel hatimeh. Allahümme zid ve la tenkus bi hurmetin nebiyyi sallallahü aleyhi vesellem. Ve bi hurmetil fatiha.”

Anlamı: “Bizi yediren, içiren ve müslümanlardan kılan Allah’a hamdolsun. Allah’ım! Yemek sâhibini, yiyenleri, sofrraya emeği geçenleri, bütün mü’min erkek ve kadınları mağfiret et ve onlara rahmet eyle! Allah’ım! Kalblerimizi muhabbetinin ve zikrinin nurlârıyla nurlandır, ey celâl ve ikrâm sâhibi Allah’ım! Allah’ım! Din husûsunda, dünyada ve âhirrette sıhhat, selâmet ve âfiyet üzere güzel bir hayât yaşamayı lutfeyle! Şüphesiz Sen her şeye kâdirsin. Allah’ım! Sen’den nîmetin tamâmını (İsllâm üzere ölüp cennete girmeyi), âfiyetin devvâmını ve hüsn-i hâtime ile (güzel bir hâl üzerre) vefât etmeyi isteriz. Allah’ım! Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhhi ve sellem- ve Fâtiha-i Şerîfe hürmetine nîmmetlerini artır, noksanlaştırma!”

Kaynak: Sâdık Dânâ, Sultanül Arifin, Erkam Yayınları