Mahrem Olan Akraba ve Misafirlerle Oturmak Caiz midir?
İslam’a göre amca, teyze, kardeş çocukları kadın-erkek bir arada oturabilir mi? Mahrem olan akraba ve misafirlerle oturmak caiz midir? Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım açıklıyor.
YABANCI BİR ERKEK VE KADININ BİR ARADA OTURMASI CAİZ MİDİR?
Hz. Peygamber’in, “Yanında mahremi bulunmayan bir kadınla -nâmahrem- bir erkek halvet halinde bulunmasın; kadın yanında mahremi bulunmadan yolculuğa çıkmasın” meâlindeki hadisinden (Müsned, I, 222; III, 339; Buhârî, “Nikâḥ”, 111, 112; Müslim, “Ḥac”, 424; Tirmizî, “Raḍâʿ”, 16, “Fiten”, 7) hareketle âlimler, mahrem olmayan bir erkekle bir kadının başkalarının giriş ve görüşüne açık olmayan bir ortamda baş başa kalmalarını (halvet) câiz görmemişlerdir. Bu durum, birbirinin mahremi olan kişiler için söz konusu olmadığı gibi yanlarında mahremi bulunan nâmahrem kadın ve erkeğin bir arada bulunmaları da halvet sayılmamıştır.
Yine anılan hadis ve zamanın ulaşım ve güvenlik imkânları göz önünde bulundurularak özellikle iffet ve namusunun zarar görmesi gibi birtakım muhtemel olumsuzlukları önlemek amacıyla kadının, yanında mahremi olmadan uzun mesafeli yolculuk yapması uygun kabul edilmemiştir. Bununla birlikte yol güvenliğinin sağlanması veya kadınların ayrı bir kafile oluşturması durumunda bir kadının yanında mahremi olmadan yolculuk yapmasında sakınca görülmemiştir. Buna bağlı olarak yanında kocası ya da mahremlerinden bir erkek bulunmayan kadının seferîlik hükümlerinin uygulanacağı bir mesafeyi katedecek şekilde hac yolculuğuna çıkması konusunda mezhepler farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Mahremiyetle ilgili hükümler müslüman bir erkek veya kadınla gayri müslim mahremi arasında da geçerlidir.
Aralarında mahremiyet ilişkisi bulunan yakınlar birbirlerinin cenazelerini yıkama, namazlarını kıldırma ve kabre indirme hususunda başkalarından önce hak sahibidirler. Şâfiler, cenaze namazını kıldırmadaki yetki sırası konusunda önceliği yakın akrabaya verir. Konuyu daha çok kamu düzeni açısından ele alan Hanefî fakihlerine göre ise cenaze namazı cuma namazına benzetildiğinden birinci derecede yetkili kişi devlet başkanı veya bu işle görevlendirilmiş kimsedir; daha sonra ölen şahsın yakın akrabaları gelir.
Kaynak: DİA