Maide Suresinin 74. Ayeti Ne Anlatıyor?

Mâide suresinin 74. ayetinde ne anlatılıyor? Mâide suresinin 74. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Ayet-i kerimede buyrulur:

اَفَلَا يَتُوبُونَ اِلَى اللّٰهِ وَيَسْتَغْفِرُونَهُۜ وَاللّٰهُ غَفُورٌ رَح۪يمٌ

Hâlâ mı Allah’a tövbe etmezler ve O’ndan bağışlanma istemezler? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. (Mâide, 5/74)

PİŞMAN OLUP ALLAH’A YÖNELMEYECEKLER Mİ?

Bilgi:

Hristiyanlar (hâşâ) Hz. İsâ -aleyhisselâm-’ı Allah’ın oğlu saymışlardı. Onlara göre ilahlık özellikleri, “baba, oğul ve ruhulkudüs” dedikleri üç unsurda toplanmıştı. Yüce Allah bu üçlemenin yani teslis inancının batıl olduğunu bildirdi ve onları tevhid inancına çağırdı. İman edip gerçek kurtuluşa ermek varken inkâra ve şirke yönelenler kendilerine yazık edenlerdir. Şirk kişiyi sapıklığa ve sonsuz azaba götürür. Oysa İslam, öncesindeki günahları siler. Günahından tevbe eden hiç günah işlememiş gibidir. Hâl böyleyken onlar inkârdan ve şirkten kurtulmak için neden beklemektedirler?

Mesaj:

  1. İş işten geçmeden Allah’a hakkıyla iman etmek gerekir.
  2. Allah, tövbe edenin tövbesini kabul eder.

Kelime Dağarcığı:

İstiğfâr: Bir günahın Allah tarafından bağışlanmasını dilemek.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

  1. “Allah, üçün üçüncüsüdür” diyenler de hiç şüphesiz kâfir olmuşlardır. Halbuki tek olan ilâhtan başka hiçbir ilâh yoktur. Eğer söyleyegeldikleri bu iddiadan vazgeçmezlerse, onlardan inkâra saplananlara pek acıklı bir azap dokunacaktır.
  2. Öyleyse, hâla samimi bir tevbe ile Allah’a dönüp, O’ndan kendilerini bağışlamasını istemeyecekler mi? Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.

Hristiyanlardan bir kısmı da Allah’ın üçün üçüncüsü, yani üç ilâhtan biri olduğunu söyleyerek küfre girmişlerdir. Bir görüşe göre onlar bu sözleriyle “Allah, Meryem ve İsa’nın üç ayrı ilâh olduğunu” kastetmişlerdir. Nitekim Cenâb-ı Allah’ın, Hz. İsa’ya: “Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara: «Allah’ın yanı sıra beni ve annemi de iki tanrı kabul edin» diye sen mi söyledin?” (Mâide 5/116) buyurması bu görüşü destekler. Diğer bir görüşe göre ise bir kısım Hristiyanlar “Cevher tek, uknumları (unsurları) ise üçtür: Baba, Oğul ve Ruhu’l-Kudüs. Bu üçü, bir tek ilâhtır” demişlerdir.

Buna göre Hristiyanlar, “Baba” kelimesiyle, Allah’ın zâtını; “Oğul” ile kelimesini; “Ruh” ile de onun hayatını kastetmişlerdir. Yine onlar, “Baba”nın bir ilâh, “Oğul”un bir ilâh ve “Ruh”un bir ilâh ve hepsinin birlikte tek bir ilâh olduğunu iddia etmişlerdir. Halbuki bir tek ilâh olan Allah’tan baş­ka hiçbir ilâh yoktur. O halde âhirette can yakıcı azaptan kurtulmak için şirki terk edip Kur’an’ın davet ettiği tevhid inancını kabullenmek zarureti vardır. Son nefese kadar bunun kapısı da açıktır. Allah’a tevbe ve istiğfar edildiği takdirde, mutlaka Allah bunu kabul buyuracak ve günahları bağışlayacaktır. Rabbimiz, çok bağışlayıcı, çok merhamet edici olduğunu vurgulamak suretiyle kullarını buna teşvik etmektedir.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com

İslam ve İhsan

TÖVBE NEDİR, NASIL EDİLİR?

Tövbe Nedir, Nasıl Edilir?

TÖVBE EDERKEN OKUNACAK DUALAR

Tövbe Ederken Okunacak Dualar

TÖVBE İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Tövbe ile İlgili Ayet ve Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.