Makyajsız Gelin Olunur mu?

“Ömürde bir defa oluyor” diyorsunuz. Ömürde bir defa oluyor diye adam öldürsem, zina etsem, hırsızlık vs. yapsam olur mu? Bunların hepsini bir kere yapsam, iki kere değil. Olur mu?

Toplumun temelini oluşturan aile ve evlilik kurumu, ömürde bir defa yapılacağına inanılan, uğruna birçok fedakarlık yapıldığı gibi tavizlerin de verildiği bir müessesedir.

- Hayatta bir defa oluyor bu durum. Hem ne var ki bunda? Kadın berbere götüreceğiz. Erkekler dokunmayacak bile saçlarına. Saçlar yapılmadan, gözler boyanmadan gelinliğin ne anlamı var ki? Yakışmaz. İğreti durur kızımın üzerinde.

- Mobilya almayacakmış! Bileziği az yapacakmış!. Hele hele düğün salonunda caz takımı da olmayacakmış! Peeeh!.. Cenaze evi mi burası? Herkes yapıyor bunları. Bu durumda kesinlikle bu iş olamaz. Gül gibi kızımı matem havası içinde mi gelin edeceğim? Eller ne der sonra bize? Şaşıyorum. Siz hangi devirde yaşıyorsunuz? Bir de üniversiteyi bitirmişsin be oğlum!...

Boynu bükülüp kalmıştı. Konuşmakla konuşmamak arasında tereddütler geçiriyordu. Konuşmamayı tercih etti. Kalktı ve dışarıya çıktı. Dudakları kıpırdamamıştı ama, içi içini kemiriyor.

Nereden başlayacağını bilememişti. Sessiz de kalmıştı. Peki, kabullenmek değil miydi? Söylenenler doğru muydu? Henüz uzaklaşmamıştı. Eve geri döndü. Kapıyı çaldı. Nişanlısı açtı kapıyı. Her zamanki gibiydi. Başörtüsü, uzun gömleği ve kalın çorapları birbirini tamamlıyordu.

Ama o fark etmemişti. Doğruca kayınvalidesinin bulunduğu odaya gitti. Abdullah’ı karşısında görünce biraz sevindi, biraz da hayret etti. Ağzını açmaya fırsat bırakmadan Abdullah söze başladı.

- Müslüman mısınız? Nereden icap etmişti anlayamadı. Şüphe mi ediyordu yoksa!

- Elhamdülillah.

- Bak bu güzel ama, iş bununla bitmiyor. Allah Resûlü; yeni Müslüman olanlara üç şey üzerine yemin ettirdi. “Allah’a inanacaklarına ve O’na Şirk koşmayacaklarına kendisini Allah’ın Resûlü olarak kabul edeceklerine ve kınayıcıların kınamasına aldırmayacaklarına” dair söz alırdı. İlk ikisini yapmak şart. Ancak İslam’ı yaşayabilmek için üçüncüsü de vaz geçilmeyecek bir şarttır. Siz bu şarttan vaz geçmiş oluyorsunuz. Bütün meseleniz bu şart. Siz İslam’ı; azgın insanların, devirlere göre şekil değiştiren azgınlıklarına mı uydurmaya çalışıyorsunuz? Bukalemun şeklindeki bir din anlayışı, kesinlikle İslam ile bağdaşmaz.

“ÖMÜRDE BİR DEFA OLUYOR” ANLAYIŞI

“Ömürde bir defa oluyor” diyorsunuz. Ömürde bir defa oluyor diye adam öldürsem, zina etsem, hırsızlık vs. yapsam olur mu? Bunların hepsini bir kere yapsam, iki kere değil. Olur mu?

- O nasıl söz?...

- Siz söylüyorsunuz bunu. Her günahın (yasağın) büyük ya da küçük bir defasında mahzur yoktur der gibi. Böyle bir şey emretmiyor benim inandığım din.

TÜKETİM VE GÖSTERİŞ MERAKI

Tüketim ve gösteriş merakını ise hiç emretmiyor. Yirmi çeşit elbise, on çeşit manto isteyenler bu emirleri nereden alıyorlar? Kur’an’dan mı? Nefislerinin arzularından mı? dedi ve çekip gitti.

Neye uğradığını anlayamamışlardı nişanlısı ve kayınvalidesi. Bir süre düşündüler. Abdullah haklıydı. Sonra Abdullah’ın istediği gibi bir düğün yapıldı. “Allah’a kul olabilme” yolunda verdiği bir mücadeleden daha, başarı ile çıkabilmişti Allah’ın yardımıyla. Dualar ve gözyaşları ile hamd ü senalar etti; İsyana giden yola kendisini saptırmadığı için. “Bizi sırat-ı Müstakîme, nimet verdiklerinin yoluna ilet. Azıp sapmışların, gazabına uğramışların yoluna değil (Ya Rabbi)!” (Fatiha, 5-7)

Sonra güzel günler geldi. Birlikte İslam’ı öğrendiler, birlikte yaşadılar çocuklarını da bu hava içinde yetiştirdiler.

Kaynak: Altınoluk Dergisi,1986 - Kasım, Sayı: 9

 

İslam ve İhsan

NASIL BİR EVLİLİK İSTERSİN?

Nasıl Bir Evlilik İstersin?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.