Mal ve Mevki Hırsını Bitiren Âyet
Kur’ân-ı Kerîm'i öğrenmek, okumak ve okutmak çok sevâptır. Hattâ bunun sevâbı dedelerine, çocuklarına ve torunlarına tesîr eder. İtikâdı düzgün bir kimse, Kur’ân okuyup bununla amel ettiği, ibâdet yaptığı takdirde büyük sevâplara kavuşur.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Ve ona beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah’a güvenirse O, ona yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur.” (Talâk, 3)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular:
“Kim çok istiğfar ederse Allah Teâlâ ona her türlü kederi için bir ferahlık, her türlü sıkıntısı için bir çıkış yolu ihsan eder ve onu hiç beklemediği yerden rızıklandırır.” (Ebû Davud, Vitr 26; İbn Mace, Edeb 57; Müsned, I, 28)
Hz. Ömer’in radıyallahu anh hilâfeti zamanında bir adam geldi ve ondan hilâfet meclisinde yerine getirmek için valilik işi istedi. Hz. Ömer radıyallahu anh adama:
“Kur’ân biliyor musun?” diye sordu. Adam:
“Bilmiyorum, okumadım” diye cevap verdi. Hz. Ömer (ra):
KUR'ÂN'I BİLMENİN VE OKUMANIN BEREKETİ
“Biz Kur’ân bilmeyene iş vermeyiz” dedi. Adam geri döndü, Hz. Ömer’in radıyallahu anh kendisine bu işi vermesi için, zorluklarla beraber büyük bir azim ve gayret içinde kendisini Kur’ân öğrenmeye verdi. Kur’ân öğrenip onu hıfzettiğinde Kur’ân’ı bilmenin ve okumanın bereketiyle öyle bir mertebeye erişti ki artık gönlünde ne vali olma hırsı, ne de Hz. Ömer’i radıyallahu anh görme isteği kaldı. Sonra bir gün Hz. Ömer radıyallahu anh adamı gördü ve şöyle dedi:
“Ey delikanlı, ne oldu ki birden bire bizden uzaklaşmayı tercih ettin?” Adam şöyle cevap verdi:
“Ey mü’minlerin emiri, sen insanların kendisinden uzaklaşmak isteyeceği kimselerden değilsin. Fakat Kur’ân öğrendim ve öyle zengin bir kalbe sâhib oldum ki insanlara ve o işe ihtiyacım kalmadı.” Hz. Ömer radıyallahu anh:
“Seni bu dergâhta ihtiyaç duymamaya götüren âyet hangisidir?” diye sordu. Adam:
“Bu âyet Talâk suresindedir.” Diye cevap verdi.
Kaynak: İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyân, Erkam Yayınları
YORUMLAR