Mâlik Bin Dînar Hazretleri’nden Hikmetli Sözler ve Tavsiyeler
Mâlik Bin Dînar Hazretleri’nden hikmetli sözler ve tavsiyeler...
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurur: “Din, nasihattir.” (Müslim, Îmân, 95)
Cenâb-ı Hakk’ın insanlığa muhteşem ikrâmı, ebedî ve mükemmel mûcizesi olan Kur’ân-ı Kerim; baştan sona hikmettir, öğüttür, nasihattir, ibret dolu kıssa ve bin bir hissedir.
Başta sahâbî efendilerimiz olmak üzere, bütün Hak dostları Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in zamana yayılmış zirve mâhiyette, müstesnâ talebeleridir.
MÂLİK BİN DÎNAR HAZRETLERİ’NDEN HİKMETLİ SÖZLER VE TAVSİYELER
“Allah Teâlâ bir kalbi, kendisinden hayâyı gidermekle cezalandırdığı kadar hiçbir şeyle cezalandırmamıştır.”
İKİ DÜNYA SEVİNCİ
- Şu iki şey hâriç dünyada safâ kalmadı:
Birincisi: Kardeşlerle karşılaşmak ve onlarla sohbet etmek.
İkincisi: Teheccüd namazına kalkmak ve o feyizli vakitte doya doya zikir ve Kur’ân ile meşgul olmak.
- Sâlih kulların güzel kıssaları, âdetâ cennet hediyeleridir.
KALBİ KIRIKLAR
Mâlik bin Dînar’ın şu rivâyeti de oldukça mânidardır:
“Musa -aleyhisselâm- Cenâb-ı Hakk’a bir ilticâsında;
«–Yâ Rabbi! Sen’i nerede arayayım!» dedi.
Allah Teâlâ buyurdu ki:
«–Ben’i, kalbi kırıkların yanında ara!»” (Ebû Nuaym, Hilye, II, 364)
MÜSBETİ GÖRMEK
Mâlik bin Dînar -rahmetullâhi aleyh- şöyle anlatır:
Hazreti İsa -aleyhisselâm- havârîleriyle giderken bir köpek ölüsüne rastladılar. Havârîler;
“–Ne kadar da kötü kokuyor!” dediler.
Hazreti İsa ise;
“–Dişleri ne kadar da beyaz!” buyurdu. (Ebû Nuaym, Hilye, II, 382)
Dâimâ her işte müsbet tarafı görmelidir. Bardağın boş değil dolu tarafını görmek lâzımdır.
DÜNYA YÜKÜ
Basra’da bir yangın çıkmıştı. Mâlik Hazretleri asâsını ve nalınlarını alarak yüksek bir yere çıktı, oradan şehre baktı. Halk meşakkat içindeydi, kimi yanıyor, kimi kaçıyor, kimi de eşyasını kurtarmaya çalışıyordu.
Bu manzarayı, mahşere benzeten Mâlik bin Dînar -rahmetullâhi aleyh- şöyle dedi:
“–Yükü hafif olanlar kurtuldu, ağır olanlar mahvoldu!” (Ferîdüddin Attâr, Tezkire, 83)
SON NEFESTE...
Bir hastanın yanındaydım. Baktım eceli yakın, kelime-i şahadet getirmesini teklif ettim, ama ne kadar gayret ettiysem de getirmedi. Durmadan;
“–On, on bir!” diyordu. Sonra;
“–Ey Üstad, önümde ateşten bir dağ var! Ne zaman kelime-i şahâdet getirmeye niyet etsem bu ateş bana hücum ediyor.” dedi.
Tanıyanlara bu kişinin üzerine mesleğini sordum. Dediler ki:
- Malını ribâya verir, fâizini yer,
- Ölçü ve tartıda hile yapardı. (Ferîdüddin Attâr, Tezkire, 83)
EN KÖTÜ ŞEY
Mâlik bin Dînar Hazretleri şöyle der:
Bir gün Hasan-ı Basrî Hazretleri’ne sordum:
“‒Dünyada en kötü şey nedir?”
Hasan-ı Basrî -rahmetullâhi aleyh-;
“‒Gönlün ölmesidir.” buyurdu.
“‒Gönül neden ölür?” diye sordum.
“‒Dünyayı sevmekten (yani dünyanın gelgeç sevdalarına ve nefsânî arzularına râm olmaktan).” buyurdu.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Asr-ı Saâdetten Günümüze HİDÂYET REHBERLERİ, Yüzakı Yayıncılık
YORUMLAR