Mânevî Eğitimde İlerlemenin Yolu
Mânevî terakkîde hizmetin ehemmiyeti çok büyüktür. Bütün Hak dostları, kendilerini dâimâ toplumdan mesʼul görmüşler; muhtaç ve mazlumların derdiyle dertlenmişlerdir.
Meselâ velîler sultânı Şâh-ı Nakşibend Hazretleri, mânevî intisâbının ilk yıllarında, yedi sene boyunca hastalara yardım etmiş, yaralı hayvanların tedavisiyle meşgul olmuş, insanların gelip geçtiği yolları temizlemiş, en büyük mânevî terfîyi de bu hizmetlerinde aldığını bildirmiştir.
HİZMET, EDİLENDEN ÇOK EDENE FAYDA SAĞLAR
Bütün nîmetler Allâhʼın lûtuflarıdır. O nîmetleri yine Allah yolunda hayra sarf edebilmek de Rabbimizin ayrı bir lûtuf tecellîsidir. Dolayısıyla Allah için hizmette bulunanlar, bu gayretlerinin, hizmet ettiklerinden çok, kendilerine fayda sağlayacağını unutmamalıdırlar. Hizmeti nîmet bilmeli; kimseden bir minnet beklemeden, şükür duygularıyla gayret etmelidirler.
HİZMET ETTİKLERİNİZE MİNNETTAR KALIN
Ali Râmitenî Hazretleri buyurur ki:
“Minnetle (başa kakmak sûretiyle ve teşekkür bekleyerek) hizmet eden çoktur. Ancak hizmeti nîmet bilenler ise pek azdır. Siz hizmette bulunma fırsatını ele geçirmiş olmayı bir nîmet bilir ve hizmet ettiklerinize minnettar kalırsanız, herkes sizden memnun olur ve şikâyetçiniz kalmaz...”
HİZMET BÜYÜK BİR NÎMETTİR
Ömrü, Allâh’a kulluk ve Oʼnun mahlûkâtına hizmetle geçmiş olan merhum pederimiz Mûsâ Efendi -rahmetullahi aleyh-, hizmetin kıymet ve ehemmiyetini şöyle ifâde buyururlardı:
“Hizmet etme fırsatı herkese nasîb olmaz. Çok kimseler vardır ki, her hususta hizmet kâbiliyetleri olduğu hâlde, zaman ve mekân müsâit olmadığından, hizmet etmekten nasipleri yoktur. Hizmet edenler, hizmeti bir nîmet bilip tevâzûlarını artırmalı ve hattâ bu nîmete vesîle oldukları için hizmet edilenlere teşekkür edâsı içinde bulunmalıdırlar.”
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarından Hikmetler, Erkam Yayınları