Mânevî Hayatımızı Güzelleştirmek İçin 7 Şart
Esas hayat, âhiret hayatıdır. Bu ömür, ancak cenneti kazanmak için bir sermayedir. Rabbimiz’in rızâsını ve -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in hoşnutluğunu kazanabilmek, hayatımızın yegâne gayesi olmalıdır.
Hakkʼa kulluğumuzun seviyesini bir düşünelim:
- Yaptığımız ibadet ve hayırlar, bizi Rabbimizʼin rızâsına mazhar edebilecek keyfiyette mi?
- Takvâ hassâsiyetimiz, bizi gazab-ı ilâhîden koruyabilecek durumda mı?
- Yaptığımız fedakârlıklar, bizi Sıratʼtan geçirir mi?
- İşlediğimiz sâlih ameller, mizanda yüzümüzü ak çıkarır mı?
- Yaşadığımız hayat bizi Cennetʼe götürür mü?
ELİMİZDEN GELENİ YAPIYOR MUYUZ?
Günümüzde alev alev yanan küfür ve fısk u fücur ateşinde iki dünyalarını da yakıp kül eden nicelerinin vebâli bize sorulduğunda;
“‒Yâ Rabbi! Ben elimden geleni yaptım…” diyebilecek miyiz?..
Esas hayat, âhiret hayatıdır. Bu ömür, ancak cenneti kazanmak için bir sermayedir. Rabbimiz’in rızâsını ve -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in hoşnutluğunu kazanabilmek, hayatımızın yegâne gayesi olmalıdır.
Bu gayenin tahakkuku için ve mes’ûliyetlerini yerine getirebilecek bir tebliğ insanı olabilmek için, Cenâb-ı Hakk’ın bizde arzu ettiği vasıfları hâiz olmamız gerekir.
Evvelâ kalbî hayatımızın zengin, yani feyiz ve rûhâniyetle dolu bir şekilde mâmur olması zarûrîdir. Kalb-i hayatımızı güzelleştirecek sekiz haslet:
1. İLM-İ NÂFİ‘
Faydalı ilim; ilim ve takvânın birbiriyle mezcolmasıyla tahsil olunan, insanı, hidâyete, sâlih amellere, tebliğe, emr bi’l-mâruf ve nehy ani’l-münker heyecanına sevk eden bir büyük nimettir.
2. MERHAMET…
Bir mü’minde îmânın ilk meyvesi, şefkat ve merhamettir. Ondan uzak bir gönül, canlı sayılmaz. Merhamet, Rabbimiz’in güzel isimleri ve cemâlî vasıfları arasında bizlere en çok hatırlattığı Rahmân ve Rahîm isimlerinin masdarıdır.
3. TEVÂZU
Tevâzu, mü’minin hiçliğini idrâk etmesidir.
Âyet-i kerîmelerde buyurulur:
وَعِبَادُالرَّحْمٰنِالَّذٖ۪ينَيَمْشُونَعَلَىالْاَرْضِهَوْنًا
“İbâdu’r-Rahmân (yani Rahmân’ın rahmetinin tecellî ettiği has kulları) yeryüzünde mütevâzı olarak dolaşırlar…”(el-Furkān, 63)
4. CÖMERTLİK
Cömertlik, elde var olanı; ondan mahrum olana ikram etmektir. Nefsin, kendine saklama arzusundan, yani hırs ve cimrilikten kurtulmak, paylaşmak, sevindirmek ve ferahlatmaktan ulvî bir zevk almaktır.
5. FEDÂKÂRLIK…
Din; heyecandır, muhabbettir. Muhabbetin en bâriz alâmeti ise fedâkârlıktır. Seven, sevdiğine sevgisini ispatlamak ister. Aşkında sadâkatini, muhabbetinde hakikatli olduğunu göstermeyi arzu eder. Bu uğurda çekilecek cefâlar, onun muhabbetinde ne kadar samimî olduğunu ispatlama fırsatıdır.
6. İHLÂS VE SAMİMİYET
İhlâs ve samimiyet; niyetimize Allâh’ın rızâsından başka hiçbir düşünce, beklenti, menfaat ve benzeri bir şeyi karıştırmamaktır. Bu dereceyi yakalamış bir niyet, amelin kendisinden dahî üstündür.
7. İFFET VE HAYÂ
İffet, nefsi her türlü şehvetlerden ve süflî arzulardan muhafaza etmektir. Bu, insana mahsus bir haslettir. Diğer mahlûkat; nikâhı, helâliyeti, maddî-mânevî temizliği, hak ve hukuku gözetmez, mes’ul de değildir. Ancak insan, bu dikkatiyle diğer mahlûkattan ayrılır. Bu sebeple iffetin kaybedilmesi; insanlık haysiyetini zâyî etmek ve diğer mahlûkātın durumuna düşmek demektir.
Yâ Rab!.. Bizleri tebliğ, hizmet ve îlâ-yı kelimetullah mes’ûliyetini idrâk etmiş, bu gaye için fedâkârâne gayret eden, cömert, mütevâzı, merhametli, ihlâslı kullarından eyle!..
Bizleri ve nesillerimizi, tıpkı ashâb-ı kiram ve onların yolundan giden ecdadımız gibi, İslâm’ın güzelliklerini tevzî etmeye, bütün cihanın komşumuz olduğu şu âhirzamanda nice hidâyetlere vesile olabilmek lutfuna mazhar eyle…
Âmîn!..
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2012 Ay: Ocak Sayı: 83